recent posts

banner image

Memlekete Dönüş


Dönmüştü işte yine memleketine, eski evine, eski eşyalarına. Komodinini açtı, aylar önce atıverdiği zarflar faturalar hepsi oradaydı. Bu ev ailesinden kalan tek yadigârdı. Hiç emek vermeden sahip olmasından mıydı, yoksa kendi seçimi olmamasından mıydı, neydi bilinmez; Hep bir gidesi vardı buralardan. Canı ne temizliğini yapmak istiyordu ne de çevre sakinleriyle haşır neşir olmak. 

Hâlbuki büyük şehirde işe girdiğinde kalmak zorunda kaldığı oda bundan güzel değildi. Lokantada çalışmaya başlamıştı. Gece vardiyası onundu. Bulaşıkları, yağlı ızgaraları yıkamak onun göreviydi. Kazandığı parayla da zar zor o odayı tutabilmişti. Hafif rutubetli, karanlıktı ve bir yatak ile bir dolaptan başka eşya yoktu odada. Gerek de yoktu zaten. Büyük şehre gelmişti, odada mı oturacaktı sanki? 

Ama işler hiç de beklediği gibi olmadı. Sırf dışarıda karnını doyuracak kadar yemek yemek bile bütün gelirini silip süpürmüştü.

Birkaç ay sonra istediği hayatın bu da olmadığına karar verdi.   

Büyük şehir demek sen de büyüdün demek değildi. Biraz daktilo öğreneyim. Belki İngilizce bile öğrenebilirim. Daha vasıflı bir iş yapmalıyım kararıyla dönmüştü memleketine.. 

Evet, yine dönmüştü aynı yere ama aynı Ayşe değildi. Hedefleri vardı artık.  

Neye ihtiyacı olduğunu biliyordu. Nasıl tasarruf yapabileceğini geçirdi aklından. Evet, yemek yapmayı da öğrenmeliydi. Nasıl olsa Nazife teyze vardı burada. “O bana öğretir”, diye geçirdi içinden.

Pencereden İsmail amcayı gördü, sevinçle el salladı ona.. Tanıdık birini görmek ne de güven vericiydi. Büyük şehirde ne kadar tedirgin yaşadığını hatırladı ve sevindi. “Artık endişe etmene gerek yok Ayşe, güvendesin”. İsmail amca gel gel işareti yapıyordu. Hemen aşağı indi. “Nazife teyzen yemeği yapmıştır hadi yiyelim” dediğinde “işte bunu bekliyordum”, dedi içinden. Sonunda sıcak, sağlıklı, midesine dokunmayan bir şeyler yiyecekti ve tabii çok lezzetli olduklarına da emindi. Yemekler yenildi. Ayşe büyük şehirde gördüğü şeylerin en güzellerini seçip anlatıyordu. Beraber gülüp eğlendiler. Ayşe evine döndüğünde tatlı bir sıcaklık, bir aidiyet hissi duyuyordu artık. Uzun zamandır hissetmediklerini hissetmek iyi gelmişti..

Sabah kalktığında aylar önceki o mızmız Ayşe’den eser kalmamıştı. Ailesinden kalan bu eve şükretti, komşularına şükretti, sağlığına şükretti. Hayat ne garipti. Eşeğini kaybedip sonra bulduğuna sevinen adam gibi sevindiriyordu insanı. 

O gün ceviz toplamaya gidileceğini biliyordu. Hemen uygun kıyafetlerini giydi. Koşarak minibüs durağında bekleyen komşularının arasına girdi. 

“Hayırdır, Ayşe? Sen sevmezsin ki bu işleri. Elim kararıyor demeyeceksen gel!”, dediler. 

Ellerinin yağın deterjanın içinde ne hale geldiğini bilmiyorlar diye düşündü içinden ve gülümsedi. Nelerle başa çıktığımı bilmiyorlar ama sağ salim geri dönebildim işte. Bu da gurur duyulacak bir başarıydı. 

“Merak etmeyin, karar aldım bundan sonra mızmızlanmak yok”, dedi ve niyetinde ciddiydi. 

Artık hiçbir problemi problem olarak görmüyordu. Aslında zorluklar insana marifetli kazandırıyor, güçlendiriyordu. 

“Daha zorunu atlattığıma göre bunu da çözebilirim”, diyordu. Garip bir güven gelmişti kendine. 

O gün yoğun bir şekilde çalıştılar. Ayşe bir yandan seri bir şekilde işlerini hallediyor bir yandan da kimin neye ihtiyacı olsa destek olmaya çalışıyordu. Tebessüm ediyor, selam veriyor, hal hatır soruyordu. Eskiden selam verene kızardı. “Benimle ilgilenme, sessizce saatimi doldurup buradan kurtulmak istiyorum. Beni mutlu etmeye çalışma, mutlu olmak istemiyorum”, der gibiydi. 

Şimdi ise bambaşka bir insan olmuştu. Çoğunluğun yaşlı amca ve teyzelerden oluştuğu herkesin uyumla hareket ettiği bu toplulukta ne kadar çok iyilik, tebessüm ve mutluluk olduğunu fark etti Ayşe. Hâlbuki hayatının çoğunluğunu burada geçirmişti ve her seferinde öfke nöbetleriyle eve dönmüştü. “Ne yani sorun bende miydi?”, diye geçirdi içinden kendine çok şaşırarak.

Herkesi tek tek inceledi. 

Hulusi amca hiç değişmemişti. Kabalığına nasıl ton ton gülüyorsa halini hatırını sorarken de aynı şekilde gülüyordu. Alay ettiği ya da anlamak istemediği için değil sadece öyle olduğu için öyleydi. 

Her şeye karışan Temel amca bu çuvalları niye nizami koymadınız diye herkese karışıyordu. Sadece işini beğenmediği için Ayşe’ye değil; Herkese.. 

Gül teyze yine nefis börekler getirmişti. O kilo alsın ucube çirkin bir kız olsun diye değildi elbette. Sabahın erken saatinde kalkmış yoğurmuş diye içinden geçirdi bu sefer. Nasıl da yorulmuştur. Sabah uykunu alamadan kalkmanın nasıl olduğunu bilirim dedi içinden. 

Empati yapmayı mı öğrenmişti yoksa zanlarından kurtulup bir şeyleri olduğu gibi görebilmeyi mi? 'Neyse ne!' dedi içinden. Şu an mutluyum. Bu bana yeter. 

O hafta neredeyse herkes uğradı halini hatırını sormaya. Kimi süt getirdi, kimi yumurta. 

Kerime teyze patik örmüş getirdi. “Ayakların üşümesin kızım”, dedi. “Ne gerek vardı”, deyince. “O gün çok yardım ettin bana sen olmasan belim ağrıdan duramazdı. Erikler olsun erik pestili de getireceğim sana. Bizim çocuklar uzakta.. Onların yerine seni seveyim biraz”, demişti. 

Ayşe bir şey daha öğrenmişti; İyilik yapan iyilik buluyordu. 

Ama bir karşılık gibi değil de çok içten olduklarını hissedebiliyordu. Sadece mutlu olmak için paylaşıyorlardı ve paylaştıkça mutlu oluyorlardı. Nasıl olsa bir dahakine yardım eder beklentisi yoktu kimsede. 

Ne çok güzel şeyi daha önce hiç fark etmemişti! Oysa kıymetini bilmediği ne değerler vardı etrafında.. 

Kalp kırmamak çok şeye karşılıkmış meğer.. 

Hayatın yaşanır ve keyifli olması için büyük şehre gerek yokmuş.. 

Olduğun halini kabullenmek ve onu güzelleştirmek yetiyormuş..


***

Olduğum halim ve daha iyi olabileceğim halim nedir?

Hem kendimi hem etrafımı; 

Hem imkanlarımı hem engellerimi 

daha iyi tanımak ve anlamak için ve gerçek çözümlere ulaşmak için; 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi 

seminer programları tavsiye edilir..

'Kim Kimdir'

 'İlişki Ustalığı 

Başarı Psikolojisi

***





Memlekete Dönüş Memlekete Dönüş Reviewed by Deneyimsel Tasarım Öğretisi on Eylül 28, 2022 Rating: 5

63 yorum:

  1. Herşey başladığı yere döner.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dönülen yer, gelinen yeri aratmasın da... Herkese "çok şükür" denilebilecek dönüşler nasip olsun, neden gittiğine ve neden döndüğüne dair bilinç bir de.

      Sil
  2. Etrafımızda ne çok şey var kıymetini bilmediğimiz, şükretmedigimiz... Çoğu zaman kaybedince anlıyor insan malesef..Halbuki ne kadar çok şeye sahibiz bir farketsek...herşeyi herkesi olduğu gibi bir görebilsek...mutlu olmak için çok büyük şeylere gerek olmadığını bir anlayabilsek...emeğinize sağlık:)

    YanıtlaSil
  3. İmkanlarımız artınca mutlu olacağımızı zannediyoruz ve bu uğurda neredeyse bütün hayatımızı heba ediyoruz. Aslında gerçek mutluluk elindekinin kıymetini bilmek ve bunun için şükredebilmek. O zaman hayat da gerçek mutluluk için ihtiyacımız olanı veriyor bize.

    YanıtlaSil
  4. İnsanoğlunun hayatı boyunca tüm davranışlarının karşılığı olduğu gerçeğini çok güzel anlatan bir yazı olmuş.Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel ve hiçbir bedelin boş olmadığını çok güzel anlatmış.. Emeğinize sağlık 🌼

    YanıtlaSil
  6. Memleketin keyfi, mutluluğu ne güzel anlatılmış. İnsanın mutlu olması için çok şeye ihtiyacı yok gerçekten. Mevcutların kıymetini bilip farkında olmak bile yeterli..

    YanıtlaSil
  7. Çok güzel bir yazı, çok içten bir anlatım. Emeğinize sağlık. Teşekkürler...
    İyiliğin karşılığı yalnızca iyilikkk..😉

    YanıtlaSil
  8. Olduğun halini kabullenmenin getirileri hakkında farkındalık kazandıran yazarın emeğine sağlık

    YanıtlaSil
  9. İnsan problemini çözmek için şikayet ettikçe çevresinde olan güzelliği farklılıkları göremiyor ne zaman şikayetler bitiyor o zaman farkındalığı artıyor.

    YanıtlaSil
  10. “Daha zorunu atlattığıma göre bunu da çözebilirim”, diyordu. Garip bir güven gelmişti kendine. Çok güzel bir yazı. İnsan zanlarından kurtulunca bir mutlu olası geliyor😇

    YanıtlaSil
  11. İnsan amacı hedefi olmadığında nereye hareket edebilir?

    YanıtlaSil
  12. Muhteşem bir yazı olmuş, çoğu zaman gönlün ve duyguların sesini duymayıp, algılar ile oynayan tv, reklam, medya, başka hayatlara bakıp kıyaslamalara kapılıp kendi içimizdeki özü kayıp ediyoruz oysa her yaşadığımızın dakika dakika saniye saniye bizim için manasını görmek ne güzel, bir kelebek kanatları fırtına yaratabilir

    YanıtlaSil
  13. Büyük şehir hayalleriyle geride bırakılan baba evi,
    yıllar ilerleyip önemsediklerimiz değişince kavuşmak istediğimiz yer oluyor.

    YanıtlaSil
  14. İnsan kaybetmeden değer bilse keşke...

    YanıtlaSil
  15. Dilinize kaleminize sağlık. Çok güzel ifade etmişsiniz.

    YanıtlaSil
  16. Zanlarla süregeldiğimiz bu hayatta ne kadar çok kaybettiğimiz şeyler var. Yinede hayattaysak toparlanma şansımız var demektir. İnşALLAH asıl kaybedişi yaşamadan uyanan ve uyanmalara vesile olanlardan oluruz. Yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  17. İnsanın neye ihtiyacı olduğunu bilmesi çok kıymetli. Yüreğinize sağlık. 🌸

    YanıtlaSil
  18. Memnun olmadığımız hayat tam da ihtiyacımız olan hayat .İnşallah fark edip Ayşe gibi değer bilenlerden oluruz.

    YanıtlaSil
  19. İnsanın mutlu olmak için bedellerine ihtiyacı var 🐣

    YanıtlaSil
  20. Güzel bir yazı olmuş.Yüreğinizden kaleminize dökülenlere selam olsun...

    YanıtlaSil
  21. İnsanın nerede olduğu önemli değil bulunduğu yeri kabullendiğinde payına düşene razı olduğunda hem çözüm marifeti gelişiyor hemde bulunduğu yerin tadını çıkartıp mutlu olabiliyor.

    YanıtlaSil
  22. bedel ödemek sabretmek sebat etmek kendimizi iliskilerimizi yonetmeyi öğrenmek bu kadar güzel anlatılır ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  23. Herşey başladığı yere geri döner. Ama hiç bir şey aynı değildir.

    YanıtlaSil
  24. Çok çok güzel, sıcacık… Değerlerimizi hatırlattı 💞 Sen değişince insanlara ve olaylara bakışın da değişiyor.🙂

    YanıtlaSil
  25. Önceden köyden kente gelmek lükstür şu.di köyü olan cok şanslı diyorlar
    Cok guzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  26. Normalleştirmek ve kıymet bilmemek çağımızın hastalığı maalesef. Emeğinize sağlık👏👏👏

    YanıtlaSil
  27. Gerçekten öyle büyük şehirlerde dört duvar arasında biten bir hayatı yaşıyoruz anlatıldığı gibi üstteki makalede geçen sene gittiğimde köyde hayat var stres yok havası muazzam insanları cana yakın inşaallah çocuklar okul bitince bizlere de nasip olur inşaallah çağımız insanı yalnız yaşıyor oysaki bir insana sokaktaki bir canlıya el uzatınca içi mutmain ve gönlü huzur buluyor iyiliklerin güzelliklerin çoğalması içın bireyler olarak önce kendimizden başlar isek bunu medya aracılığıyla olsun gerçek yaşamda olsun hayatımız da uygularsak bal tadında olacağına inanıyorum güzel gören güzel düşünür güzel düşünen hayatından lezzet alır daha güzel bir dünya bırakmak bizlerin elinde kaleminize yüreğinize sağlık 👏👏🌹

    YanıtlaSil
  28. Bakıp da görememek ne kötü
    İnsan sadece kendi ihtiyaçlarına odaklanınca hayatı göremiyor
    Hayata bakınca ihtiyacı olan herşeyi görebiliyor

    YanıtlaSil
  29. Oyle anlarda okuyorum ki emeğinize yüreğinize sağlık. Hepsi şifa dolu. Dualarımızdasınız

    YanıtlaSil
  30. İnsanoğlu elindeki değerlerin kıymetini hiçbir zaman olduğu gibi bilmemiş. Hep değer zannettiği başka şeylere el attığında gerçek değerin aslında kendindeki değer olduğunu öğrenmiştir.

    YanıtlaSil
  31. İnsan kendinde olmayanı istiyor, ona meyl ederken var olanları kıymetsiz görüyor. O olmayana ulaştığında aslında sandığı mutluluk olmadığını anlıyor ancak herkes geri dönemiyor. Geri dönebilenler sahip olduklarının kendisi üçün tam da uygun ve yeterli olduğunu anlayabiliyor. Anlamak için gitmek ve dönmek gerekmez aslında. Deneyim transferi yapmak, yapabilmek anlamak için kıymetli.

    YanıtlaSil
  32. Ellerinize sağlık. Yine çok çok güzel bir yazı

    YanıtlaSil
  33. Bir solukta okunur mu ?çok güzel kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  34. Emeklerinize sağlık, ne güzel ifade edilmiş🌿

    YanıtlaSil
  35. İnsan en büyük imkanı imkanları elinden alındığında anlıyor.

    YanıtlaSil
  36. Sadelik güzeldir.. 🌸

    YanıtlaSil
  37. İnsanlar belirli bir yaşa gelince eskiye özem duyuyorlar...

    YanıtlaSil
  38. "Herşey başladığı yere geri döner"

    YanıtlaSil
  39. İnsanı mutsuz eden şeylerin kendi zanlarından ibaret olduğunu fark ettikten sonra kendini mutsuz ettiği hallerine ağıt yakası geliyor. İnsan olanı kabul edip şikayet etmediğine aslında kafasındaki canavar, onun elinden tutan bir dosta dönüşüyor.. Bu hikaye canavarın dosta dönüşünü çok güzel anlatmış 👏🏻

    YanıtlaSil
  40. Dün geçti bugün var sadece yarını yaşar mıyız kimse bilmez ... Şahane olmuş yazı emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  41. Insan bir kabullense...

    YanıtlaSil
  42. İnsan elindekinin kıymetini maalesef kaybedince anlıyor. Keşke demeden önce anlayabilmek duasıyla 🤲
    Emeğinize sağlık 👏

    YanıtlaSil
  43. Herşey başladığı yere geri döner, ama basladigi gibi değildir. Ellerinize sağlık..

    YanıtlaSil
  44. Herşey başladığı yere geri döner ama ilki gibi olmaz artık koşullar değişmiştir..daha hatasız ben ile daha iyi olmalı bu süreçler..eğitimleriniz ile inşallah bunu kazanırız..

    YanıtlaSil
  45. "Cennet de cehennem de senin içinde.” diyen Ömer Hayyam'ı hatırlattı bu yazı.

    YanıtlaSil
  46. Açlıkla tokluklarının farkına varabilen insan başarıya doğru iyi yol alır, çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık

    YanıtlaSil
  47. Hepimizin hayatindan bi parca, kıymetini bilmedigimiz şeylerin kıymetini bilmek, başka bakmak ve mutlu olmak.okudugumuzda kiymet bilmedigimiz seylerin kıymetini öğretiyor.

    YanıtlaSil
  48. Çok umut dolu bir yazı olmuş . İnsanın gününe neşe katıyor. Ellerinize sağlık 🙂

    YanıtlaSil
  49. İnsanın öyküsünün en başına dönerken dönüşebilmesi çok kıymetli..

    YanıtlaSil
  50. Ne güzel bir öykü… Tam da memleketten yeni dönmüşken, Eylül’ün yeşil cevizler ellerimi boyamışken…

    YanıtlaSil
  51. Huzuru iyiliği ne güzel anlatmışsınız. Emeğinize sağlık..

    YanıtlaSil
  52. "Zorluklar insana marifetli kazandırıyor, güçlendiriyordu. " ne güzel bir bakış açısı. Demek ki zoruklardan şikayet etmemeliyim, ...

    YanıtlaSil
  53. İyilik eden iyilik bulurmuş..
    Edip bulmuş ne güzel bir şahitlik 🌸

    YanıtlaSil
  54. Çok beğenerek okudum. Ve bazen farkında olmadan da olsa anlatılanlara benzer şeylerle karşılaştığımı,yaşadığımı fark ettim. Bulunduğumuz yeri değiştirmek tek çözüm değilmiş,güzel düşünerek,iyiyi görmeye çalışarak da mutlu olabilirmişiz. Elinize emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  55. İnsan kendi değiştiğinde tüm dünya bakış açısı nasıl değişiyormuş. Ne kadar güzel anlatmışsınız . Ellerinize sağlık👏🏻👏🏻👏🏻

    YanıtlaSil
  56. Çok güzel anlattınız kaleminize emeğınıze sağlık teşekkürler

    YanıtlaSil
  57. Ahhh umarım geç olmadan afiyetle geçebilenlerden oluruz dünya sınavını. Değer kıymet bilen ve değeri kıymeti bilinenlerden oluruz inşAllah

    YanıtlaSil
  58. Ben de memlekete geri dönenlerdenim :)
    Memleket insanı aşağıya düşme ne izin vermez, çok da havalanmaya izin vermez. İnsanı dengede tutar. Seviyorum memleketimi ve insanlarını :))

    YanıtlaSil
  59. “Benimle ilgilenme, sessizce saatimi doldurup buradan kurtulmak istiyorum. Beni mutlu etmeye çalışma, mutlu olmak istemiyorum“ çoook tanıdık cümleler:)))

    YanıtlaSil
  60. "Kalp kırmamak çok şeye karşılıkmış meğer..." İnsanın bu hassasiyete sahip olması ne kadar da kıymetli... Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  61. Kabul etmek, şükretmek, öze dönmek ne güzel konulara değinilmiş ellerinize sağlık. Şükürler olsun olana da olmayana da…

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.