Benim Adım Yama

 
Nedir yama?

Türkçe kelime anlamı; Delik ve yırtığı uygun bir parça ile onarma, kapatma ve bu iş için kullanılan parça..

Yani nedir ki yama?

Bir şeyi tamamlama,

Bir boşluğu doldurma,

Bir deliği kapatma,

Yırtığını sağlamlaştırma,

Eskiyi, parçalanmışı kullanılır hale getirme,

Onarma..

Yama gibi olmak deyince ise bulunduğun yere uygun olmamak, ait olmamak anlıyoruz..


Aziz mağaza satış personeliydi. Yine günlerden bir gün işyerindeyken;

“Benim adım yama olmalıydı dedi.”

Kırk yaşına gelmişti, bir bütün olamamıştı.

Turizm meslekte okurken aynı zamanda garsonluk yaptı. İngilizcesi çok iyiydi, zor şartlarda üniversite mezunu olmuştu. Sonrasında da iş bulamadı. Ama İngilizcesini geliştirmeye devam etti. Sezonluk işlerde çalışmaya başladı sezon bitince memleketine döndü. Ailesi zor geçiniyordu, onları görünce suçluluk hissediyordu. O da herkes gibi kısa yoldan zengin olmak istiyordu. Çok para kazanmalı, herkese yetişmeli ve ailesine destek olmalıydı.

İş arıyorum diye etrafa haber saldı. “Gel Aziz benim yanıma eleman lazım” diyenlere koştu. Birçok alanı denedi. Pazarlama sektöründe bulundu sonra pazarcılık, balıkçılık, işporta… Ama her seferinde iş sonlandı. Oradan oraya kuru bir yaprak gibi savruldu. Neden olmuyor diye kendine sorup duruyordu.

Her insan mutlu ve başarılı olmak ister. Peki, insan nasıl mutlu ve başarılı olur?

Birçok kişisel gelişim kitapları okumuştu. Aralarında etkilendikleri de oldu. Her seferinde büyük bir iştahla işine sarılır ama zamana karşı sabırsızlığı ve umduğunu bulamama onu hep başa döndürüyordu. Deneyimi olduğu alanlarda ise kendini geliştirmiyordu. Hep kıyısından köşesinden işe atıldığı içinde, o işin püf noktalarını kaçırıyordu.

Gel zaman git zaman Aziz evlendi. Dört çocuğu oldu. Hangi ara oldu anlamadı bile. O işten bu işe koşturmaktan, eşine ve çocuklarına zaman ayıramıyordu. İş kurdu, krediler çekti, en sonunda iflas etti.

Zaman nedir ki zaman?

Salıncakta sallanan,

Bir ileri bir geri,

Aynı yerde seferi..

Oturdu, müşteri gelene kadar mağazadaki tezgâhları düzeltmeye başladı. Düzeltirken düşündü ve ne kazandın, ne kadar ilerledin dedi kendi kendine. Ne annesine babasına tam anlamıyla evlat olabilmişti, ne de eşine koca, evlatlarına baba… Birçok tuğlası vardı ama bir duvar örememişti. Hayatı parça parça kırk yama gibiydi. Hayalleri bile yamalıydı.

Kendini ait olmadığı bir bütünün parçası gibi hissediyordu. Bir pantolonun dizindeki yama gibi, bir ceketin kolundaki yama gibi. Yeni bir şey alamıyorsan eskiyi sağlamlaştırmak gibi. Ama hep göze batan istenmeyen. Yine söylendi benim adım Aziz değil ‘Yama’ olmalıydı dedi.

Akşam eve gitti. Eşi her zamanki gibi güler yüzüyle karşıladı. Sofra kurulmuştu. Makarna vardı yemekte ama içindeki makarnalar değişikti. Kalan makarnaları birleştirmişti kadın. Fiyonk, burgulu, boncuk makarna… Makarnayla benzetti bu seferde kendini Aziz. Yüzü topuklarına kadar düştü.

Eşi “Aziz neyin var” dedi. Durumu anlattı Aziz.

Eşi; “Yama ne kadar güzel bir şey. Sen herkese tam yetişemedin ama her yerde bir parça iyiliğin var. Kimseyi boş çevirmedin. Paran yoksa gücünle yardım ettin. Hala çorbamız kaynıyor ocağımız tütüyor.” dedi. Eşine bir daha baktı. Çok samimiydi.

Bazen çok sevdiğin bir eşyayı yamalarsın, ondan ayrılmak istemezsin. Yama kötü bir şey değil ki.. Yama bir şeyi tamamlama, bir boşluğu doldurma, bir deliği kapatma, yıpranmış olanı sağlamlaştırma eksik olanı tamamlama.

“Şimdi evimizin duvarı yıkılsa duvarını tamir mi edersin, yoksa çeker gider misin?” Dedi.

“O zaman olduğun yeri tamir etmeye başla…” dedi. “Kendi hikayeni yamala. Olduğun yerde güçlen, kuvvetlen. Ait olduğun yeri güçlendir, sağlamlaştır, güzelleştir.”

Adım Aziz yama…

***

Her insan güçlü ve başarılı olmak ister. 

Mutlu olmak ister. 

Faydalı olmak ister.

Ama çoğu zaman yöntemlerini bilmez. 

 

Güçlü, başarılı, mutlu olmak için ihtiyacımız olan yöntemler ve çözümleri öğrenmek; 

hem kendimize hem etrafımıza faydalı olabilmek için;

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi 

seminer programları tavsiye edilir..

'Kim Kimdir'

 'İlişki Ustalığı 

Başarı Psikolojisi

***