“Bedel…” dedi. Sadece kendinin duyabileceği kadar kısık bir sesle…
Seneler önce aldığı bir eğitimden aklında kalan birkaç kelimeden biriydi bedel. Sonra arkasına yaslandı ve derin bir soluk aldı. Radyoda çalan şarkı Ayşe Hanım’ı daha da hüzünlendirmişti. Gençliğimi geri verseler bu kez en çok kendimi severim diyordu şarkıda. Bir an düşündü… Gençliği aklına geldi, gözünün önünden bir film şeridi gibi geçti hatıralar. Eskilerden kalan tek şey emektar radyosu olmuştu, gözünden istemsizce akıveren yaşı elinin tersiyle sildi. Ve tekrar “Bedel…” dedi. Ayşe Hanım'ın bu dertli hali huzur evindeki diğer misafirleri ve çalışanları çok üzüyordu. Birkaç sene önce tek çocuğu olan Ümit Bey onu getirip buraya bıraktığından beri Ayşe Hanım'ın yüzü nadir gülüyor, sesi ise çok az duyuluyordu. Aşağı yukarı yedi sene olmuştu huzurevine geleli. Hikayesini kendi ağzından duyan olmadıysa da fısıltı gazetesi aracılığıyla bir şeyler duyulmuştu.
Zamanın ileri gelen üniversitelerinden birinde öğretim görevlisiydi Ayşe Hanım. Oldukça yoğun bir eğitim hayatının ardından sınıf arkadaşı ve sonradan meslektaşı olan Ahmet Bey'le evlenmişti. Dokuz sene sonra Ümit adını verdikleri erkek çocukları dünyaya gelmişti. Ümit bebek adı gibi ümit olmuştu tüm aileye. Anne baba çalıştığı için önce büyükanneler sonrasında da dadılar tarafından el bebek gül bebek büyütülmüş, bir dediği iki edilmemişti. Çalışan her anne babanın yaptığı gibi onlar da tüm hayatlarını çocuklarının geleceğine adadıklarını söyleseler de yanında olmadıkları her anın bedelini Ümit'in aşırı şımarıklıklarıyla ödemek zorunda kalıyorlardı.
Erken yaştan itibaren dadıların korkulu rüyası olmuştu Ümit. Hiç söz dinlemiyor, sorumluluk almaktan kaçıyordu. Ahmet Bey ne zaman bir ceza vermeye kalksa Ümit hemen Ayşe Hanım'ın arkasına saklanıyordu. Ne babası ne de diğerleri ümit in bu kötü gidişatı hakkında Ayşe Hanım'ı ikna edemiyorlardı. Sanki büyülenmiş gibiydi Ayşe Hanım. Ümit ne yaparsa yapsın annesi onun her açığını kapatıyordu. Arkadaşları defalarca uyarmıştı, böyle yaparak çocuğun bedelini alıyorsun onu güçsüzleştiriyorsun dedikleri halde o hiç umursamamıştı. Fakat gün geçtikçe Ümit annesinin onun için ödediği tüm bedellere karşı nankör ve annesine karşı da zalim bir çocuk olmuştu. Hiç beklemedikleri bir zamanda da Ayşe Hanım'ın eşini kaybetmesi oğlunun daha da üzerine düşmesine sebep olmuştu. Artık tüm dünya Ümit’in etrafında dönüyor, o da bunları hep kötüye kullanıyordu. Her şeyden şikayet eden mutsuz bir çocuktu artık, liseyi zar zor bitirmiş üniversiteye de ancak paralı girebilmişti. Hak etmediği halde altında arabası cebinde parası onlarca kredi kartı vardı daha on sekizinde iken. Ama yine de mutsuzdu...Ve hıncını ona bunca imkanı bedelsiz olarak veren annesinden alıyordu. Ayşe Hanım artık emekli olmuştu, her anne gibi çocuğu hakkında hayalleri vardı ve hepsi de gerçeklerden bir o kadar uzaktı artık.. Kimseye söyleyemiyor ama canı yanıyordu içten içe..
Bir gün hesabında yeteri kadar para olmadığı için ve istediği bir cep telefonunu alamadığı için Ümit annesinin üzerine yürütmüştü. İşte ilk kez o gün gördü çocuğunun içindeki canavarı, nasıl olmuştu da bu hale gelmişti oğlu? “Yemedim, içmedim her şeyimi onun önüne serdim. Sonu bu mu olacaktı?” diye geçirdi içinden. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Aylar önce bir arkadaşının verdiği bir kartvizit aklına geldi. Artık profesyonel yardım alması gerektiğini fark etmişti. Numarayı aradı, ertesi gün için bir randevu aldı. Danışmanlık değil eğitime gelmesi gerektiğini söyledi karşısındaki kişi. Birkaç gün sonra kendini beyaz tahta önünde bulmuştu. Seneler sonra yeniden öğrenci olmuştu derslerde bildiğini sandığı fakat yanıldığı birçok konu hakkında gerçekleri öğrenmeye başlamıştı. Aslında bir yandan da canı yanıyordu. Nasıl oluyordu da her şeyi bildiğini zannederken insan bu kadar çok yanılabiliyordu? İlgisini çeken konulardan biri de bedel konusuydu. Kendisini fedakar bir insan zannediyordu. Genç yaşında dul kalmış, çocuğunu tek başına büyütmüştü. Ama eğitimlerde yaptığının fedakarlık olmadığı gibi çocuğuna zarar vermek olduğunu öğrendi. Aslında bunca zamandır çocuğunu yetiştirmek yerine büyütmüştü. Aynı bir bitkiyi büyütür gibi o da oğlu Ümit’i sadece büyütmüştü. Yetiştiremediğini anladığında bu konu onu çok üzmüştü.
Hikaye uzundu, onca zaman ziyan olmuştu. Ayşe Hanım yaşlanmış, oğlu ise mutsuz birkaç evlilik yapmış, iş batırmış, en sonunda seninle uğraşacak halim yok diyerek annesini huzur evine yatırmıştı. Şu an oğlunun nerede olduğu hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Öğrendiklerini uygulayacak fırsatı da kalmamıştı. Ama “bedel alan bedel aldığı kişiye nankörleşir” cümlesi senelerdir aklından hiç çıkmıyordu.
İnsanoğlu doğru yaptığını zannederken ne kadar da çok yanılabiliyordu. İyi bir anne, baba, ebeveyn olayım derken tüm imkanlarını çocuklarının önüne sererken aslında onları güçsüzleştirdikleri, onlara zarar verdikleri hiç akıllarının ucundan geçmiyordu.
Oysaki insan yetiştirmek için doğru yerde evetlerinin ve hayırlarının olması gerekiyor. İnsanı yetiştiren, hayata karşı güçlendiren şey ödediği bedellerdir. İnsan neye bedel ödüyorsa ona düşkünleşir, değer verir. Bedel alan kişi ise nankörleşir...
Keşke, bunları daha önce öğrenmiş olsaydım diye iç geçirirdi düşündükçe..
İnsanın yaşadığı hezimetlerin en sevdiklerinden gelmesi, ne verebilirim mutlu etmek için diye yetersiz ve suçlu hissederken aslında yaptıklarıyla bindiği dalı kestiğini farketmemesi ve bu döngüyü her insanın hayatındaki bir insanla mutlaka yaşaması, bu kadar rastlanan klasik bir sendromu bir türlü iyileştirememesi... Uzay çağındayız diye kendimizi ileri zannederken hala bu kadar açık bir sorunu çözemeyişimiz... Başkasındakini aşikar görüyoruz da kendimizinkine gücümüz yetmiyor...
YanıtlaSilGözyaşlarımı tutamadım.Evet iliklerime kadar iman ediyorum.BEDEL ALAN NANKÖRLEŞİR.
YanıtlaSilŞimdi bana kaybolan yıllarımı geri verseler....
YanıtlaSilİnsan bu hayatta öğrenmezse, öğrenci olmazsa, bilemediğinde tüm hayat geri verilse aynı sonuçlar yaşanır. İnsanın en büyük yanılgısı aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde edeceğini zannetmesi . Bilgi kıymetli, öğrenmek değerli, hepsi için bu hayatta öğrenci olmak gerekli.
Hayatta hiç bir şey sebepsiz olmuyor. Bedel ödediğimiz kadar bedel aldığımız yerler de var. Geç kalmadan hatalarımızı fark edebilmek o kadar kıymetli ki.
YanıtlaSilİnsan her türlü duyguyu yaşayabilir, yeter ki ümidini kaybetmesin, yeter ki umudunu yitirmesin…
YanıtlaSilYaşam devam ettiği müddetçe hiç bir şey için geç değildir…
Kaleminize sağlık, ne güzel ifade etmişsiniz…
Farkındalık sağlayan bir öykü yüreğinize kaleminize sağlık.
YanıtlaSilEn çok sevdiklerimiz emek verdiklerimiz nankör oluyorun açılımı olmuş.
Bu yazı bedel konusunun sadece küçük bir bölümünü anlatıyor. Bedel, İlişkilerde Ustalık Seminerinin en detaylı konularından biri.İnsan, pozitif katkısını deneyimlemek için seminerlere katılmalı 😊
YanıtlaSilAnne- baba olarak çocuklara imkan sunmaya çalışıyor, iyi bir şey yaptığımızı düşünüyoruz. Her şeyi olan ama hiçbir şeyden mutlu olmayan çocuklar... Ne kadar acı ki saçımızı süpürge etmenin işe yaramadığını çok geç fark ediyoruz. Hayır demekte hayır varmış...
YanıtlaSilİnsan gerçekten fedakarlık sanıyor veya iyilik yaptığını sanıyor. Aslında karşı tarafın yapması gerekenleri yaparak zulmediyor.
YanıtlaSilİnsanoğlu gerçekten çok zalim.
Nankörleştirmek..Nankörleşmek..Ne kadar acı gerçeği bilmemek..
YanıtlaSililişkilerimizde yaşadığımız çoğu problemin temeli bedel dengesini kurmamaktan kaynaklanıyor.
YanıtlaSilKeşke dememek için bu bilgileri keşke herkes alsa.. Keşke herkes DTÖ eğitimlerindeki farkındalığa ulaşsa.. Kayıplara keşke demeyip kazanmak için bu bilgilere mutlaka ulaşmalı..
YanıtlaSilKarşımızdaki insanın ödemesi gereken bedelleri biz ödeyerek ona iyilik yaptığımızı sanmamız ne büyük bir yanılgı. Karşımızdakinin marifetsizleşmesi ve bize nankörleşmesi bedel yasasının bir sonucu.
YanıtlaSilİnsanın en büyük hatalarından biri başkasının ödemesi gereken bedeli ödemesine izin vermemek. Onun matifetini elşnden almak. En acısı da bunu onun iyiliği için yaptığını düşünmek.
YanıtlaSilÇok sevdiğim kıyamadığım için her dediğini yaptım. Beni daha çok sevsin diye bütün isteklerini yerine getirdim. İnsanın kendi zalimini oluşturması bu kadar basit demekki. Teşekkürler Deneyimsel Tasarım Öğretisi
YanıtlaSilNe acı .. Keşke dememek için bedel konusunun hepsini bilmeli ve eğitimlere katılmalıyız .
YanıtlaSilInsanin keşkeleri, pişmanlığa, pismanliklari da tövbeye ulaştığında ALLAH kuluna yardim eder.Hiçbir bedel boşa gitmez, sadece orada zıtlık olur.Ödeyen ödediği konuda güçlenir,alan aldığı konuda..O yüzden neye ,kime ,neden bedel ödediğini bilmek,bilmiyorsak öğrenmek sanirim daha önemli.
YanıtlaSilİnsan korkularını doğru yere yerleştiremeyince bedel ödediği şeyler elinden gidecek sanıyor. Elindekileri kaybetmemek için ödediği bedellere devam ediyor😔
YanıtlaSilÇocuklarımızın her istediğini yaparak onları hayata hazırlamadığımızı ne de güzel anlatılmış
YanıtlaSilYasalara ulaşınca insan hayatta neden başıma bu geldi diyemiyor."Bedel alan nankörleşir" yasayı bilince işler nasılda kolaylaşıyor.
YanıtlaSilİnsan yetiştirmek asıl mesele gerçekten..Yazınıza sağlık.
YanıtlaSilKeşke demeden önce
YanıtlaSilBedel çok kıymetli. Çünkü bizden çıkan her şey. Görüyoruz ki en huzurlu insanlar bedellerini etrafına dengeli bir şekilde dağıtandır.
YanıtlaSilEn azindan deneyimsel tasarım ogretisindeki eğitimler sayesinde 'keşke' lerim azaldı....çok şükür...iyi ki varsınız...
YanıtlaSilÇocuklarımiz için her şeyi yaparız fakat başlarından geçen olaylardan ders çıkarmalarını da önlemiş oluyoruz sanırım. Keşke farklı davranmayı becerebilsek, arada düştüklerinde kendi kendilerine kalkmalarına izin verebilsek. Keşke her düştüklerinde bundan güçlenerek kalkacaklarını hatırlasak...
YanıtlaSilHer şeyi ölçülü yaşamak dengede kalmak ne kadar kıymetli,zira kendi ellerimizle bir canavar yaratmak kaçınılmaz oluyor! Emeklerinize sağlık dilerim bu harika yazı bir çok yüreğe dokunur🙏🏻
YanıtlaSilNazlı
Doğru yaptığını zannederek insanları bozmak, hayata karşı güçsüz yetiştirmek çok acı bir şey. Diğer yandan hala tövbe kapıları açık pişman olma hakkı var bunu bilmek de ümit veriyor insana .
YanıtlaSilHepimiz cok yakindan taniklik ettigi olayların asıl sebeplerini ne yapmamiz gerektiği cok güzel ifafe edilmiş, çok teşekkürler
YanıtlaSilHer insanın, başına gelen her şeyde ,sebep-sonuç ilişkisini kurabilmesi için BEDEL konusunu öğrenmesi gerekiyor. BEDEL, her kapıyı açan maymuncuk gibi. Hayatı doğaçlama yaşamamak için en azından İLİŞKİLERDE USTALIK EĞİTİMİ almak gerekir. İyi ki varsın DTÖ.
YanıtlaSilDaha erken 'keşke' diyebilmek ümidiyle...
YanıtlaSilBir video izledim bugün üstüne bu yazıyı okudum ikisi birbirini öyle güzel tamamladı ki. Bir çocuk düşünün herşeye sahip materyal olarak ama sahip olma çabasına dair tek bir fikri bile yok. Keşke Sadece fikir olsa eksik olan ama değil ne yazık ki.. çaba, mutluluk,emek, üretim.. kısacası emek vermeden elde edilen hiçbirşeyin kıymetini bilmiyor insanoğlu🙏 Merve💚
YanıtlaSilEskiden insanlar bedel ödemenin insana ne kadar geliştirdiğini bildikleri için çocuklarına daha küçük yaşta marifetlensin diye bedel ödetirlermiş. 15-17 yaşlarında genç kızlar delikanlılar evlenip ev geçindiriyordu. Biz yeni neslin ebeveynleri sözde bir de geçmişi eleştiririz, anne babamız bizi çok çalıştırdı biz çocuklarımızı ezmeyeceğiz diye düşünürü. Bir onların yetiştirdiklerine bakıp bir de bizimkilere baktığım zaman diyorum ki, Nereden nereye
YanıtlaSilBu hayatta birçoğumuzun ailesinde veya çevresindeki insanlarda karşılaştığı gerçeklerden birisi emeğinize sağlık 💐
YanıtlaSilYalnız geldik yalnız gideceğiz. Hayat bize mutlaka sorularını soracak. Ve bizler sevdiklerimizi korumak adına onların cevaplarını da verirsek, nasıl marifetlenecekler? Nasıl bereketlenecekler? Bu hayata karşı nasıl güçlenecekler?
YanıtlaSilBu tıpkı ilk okula başlayan çocuğun ödevlerini annesinin yapması gibi… Bu anne yarınlarda, keşke demez de ne der?
Bizler bir şeyleri kaybetmeden yaptığımız şeyin gerçeğini öğrensek ve bedelimizi dengede ödesek...Güzel bir yazı
YanıtlaSilHülya Ergün
YanıtlaSilNe kadar da gercek bir öykü, hayatın içinde.
O kafar çok ki çevremizde, gün geçtikçe de ne yazıki artıyor. Keşke herkes bilebilseydi. Hayatın içinde ki yasaları ziyan olmasaydı öyküler.
Bu durum gerçekten hiç değişmiyor. Herkes için geçerli. İnsan kendisi yaşamaz zannediyor, sevdiklerine, değer verdiklerine varını yoğunu vermenin, annelerimizin tabiriyle saçını süpürge etmenin işe yarayacağını zannediyor. Ben bunları yaparsam beni sever diye düşünüyor. Aslında yine insan kendi çıkarına yapıyor, bedel ödüyor ama sonunda maalesef karşıdaki kişiyi nankörleştirmekten başka işe yaramıyor. Bu hep böyle ve hiç değişmiyor…
YanıtlaSilBunu çevremden o kadar çok duyuyorum ki! Zamanında doğru hamleleri yaparak bu duruma düşmemek mümkün mü? Tabi ki mümkün ve bu da hayatın kurallarını bilerek oluyor. Eğitimlerinizden aldığım bilgilerle bunun mümkün olduğunu anladım inşallah uygulayabilirim de.
YanıtlaSilYüreğinizden dökülen kelimeler kaleme yansımış.Farkındalık sağlayan bir yazı olmuş. Teşekkürler...
YanıtlaSilKeşke... keşke demeden önce!!!
YanıtlaSilBEDEL
İnsanın yetişme ve olgunlaşma süreçlerini anlatan çok etkileyici bir yazı. İki taraf için de acı bir durum. Üzmemek, üzülmemek için vaktinde ödenen bedel kıymetli.
YanıtlaSilEtrafımız bedelsiz ve nankörleşmiş insanlarla dolu.
YanıtlaSilKim suçlu peki? Nankörleşen mi , nankörleştiren mi?
Büyüten değilde yetiştirebilenlerden olmak dileğiyle..
YanıtlaSilDoğru yaptığını zannederek hatalar yaptık. Bu karşımızdaki kişiye de bize de zarar verdi.
YanıtlaSilDoğru yerlere bedel ödemeye başlamak niyetiyle..
Yetiştirmek büyütmek farkı bu kadar güzel anlatılır
YanıtlaSilBedelini, emeğini doğru yere koymak. Aşırılaştırmamak. Bedel dengesi sağlar. ...
YanıtlaSilİnsan yetiştlrmenin ilk şartı doğru yere bedel ödetmekmiş....
YanıtlaSilYetiştirmek büyütmek arasındaki farkı bilmediğimizi yaşanan sonuçlar acı veriyor
YanıtlaSilYetiştirme ile büyütme arasındaki farkın anlaşılması Bedel in anlaşılmasıyla oluyor
YanıtlaSilBu bilgiyi anlatanlardan, emek verenlerden Allah razı olsun
Çok güzel
YanıtlaSilİnsan yetiştirmek ne zor zanaat
YanıtlaSilBedel dengesi keşke dedirtmiyormuş.Elinize,emeğinize sağlık
YanıtlaSilHayatın kilit konularından biri bu mesele kaleminize sağlık
YanıtlaSilMerhaba, Eğitime yaşadığım sorunun karşı taraftan kaynaklandından emin bir şekilde gidip. Bedelle tanışıp sorunun benden kaynaklandığını, aşırı bedelli olmam nedeniyle karşı tarafı nankörleştırdığımı öğrendim. birde iyilik yaptığımı zannetmem halbuki kendime ve karşı tarafa en büyük kötülüğü yapıyormuşum. Bedeli öğrenmem benim hayatıma çok farkındalık kattı.
YanıtlaSilYüreğinize sağlık. BEDEL. Bu kelimenin altında neler var neler. Evet ve hayır kelimelerini doğru zamanda kullanmak. Bunu aramızdan kaç kişi yapabiliyor acaba ?
YanıtlaSilÇok çarpıcı, çok doğru
YanıtlaSilKeşje bunları daha önce öğrenseymişiz..
YanıtlaSilHayattaki her şey gibi ödediğimiz bedelleri de dengede ödemek ilişkilerimizde bizi koruyor
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı
YanıtlaSilHarika
YanıtlaSilBedel, tüm kapıları açan anahtar. İnşallah gerçekleri görüp doğru yere bedeller öderiz.Ne güzel anlatılmıs bu yazıda da elinize sağlık
YanıtlaSilYetişen, yetiştiren,hatalarının farkına varıp geri dönebilerden olmak ümidiyle...
YanıtlaSilTeşekkürler güzel paylaşım için
Ne kadar çok birikmiş bedenimiz var oysa ki...
YanıtlaSilGeç olmadan farkına varmaya yardımcı olduğunuz için teşekkürler.....
Önemli olan insan yetiştirmek, hayata hazırlamak… Biz onun yerine bir şeyler yapınca onu aslında güçsüzleştiriyoruz. Çoğumuz da maalesef bu yanılgı içinde. Ona iyilik yaptığımızı zannediyoruz ama tam tersi oluyor. Keşke demeden önce farkına varabilmek ve değişimi gerçekleştirebilmek ümidiyle…
YanıtlaSilÖğrenmeye açık olan herkese, keşkelerin azaldığı iyi ki lerin çoğaldığı bir ömür nasip olsun
YanıtlaSilBedel insanın şifasıdır.. Aile olabilmenin ilk adımıdır
YanıtlaSilAslında biliyorum dediğimiz onca yanlış var hayatımızda. Ama doğru olanı öğrenmek ve uygulamak bizim elimizde.
YanıtlaSilİnsanoğlu keşke demeden önçe bedel ödemesi gerekir keşke kelimesini çok güzel anlattığımız için kaleminize emeğinize sağlık teşekkürler
YanıtlaSilBedel ödemeyen nankörlesiyor gerçekten çok dogru
YanıtlaSilEllerinize sağlık, yine farkındalık oluşturan bir yazı
YanıtlaSilBedelleri doğru yere ödemek ve çocuğununda bedellerini ödemesine fırsat vermeli insan ama maalesef çoğu zaman fazla aceleci olabiliyor evetlerin hayırların doğru yerlerde kullanımı Alllah hepimize doğruları yaptırsın emeğinize sağlık güzel bir yazı
YanıtlaSilÖdenen bedel gerçekse yetiştiren oluyoruz
YanıtlaSilHerkesin hayatında bir bedel dengesizliği vardır bu cocuk olur eş okur aile olur iş okur
YanıtlaSilKime nankorum kime düşkünüm
Bedel... İnsanın mihenk taşı. O olmadığında altın da gümüş de tenekeye dönüşüyor. Elinize sağlık, anlamlı bir yazı...
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı
YanıtlaSilAyşe hanımın yaşadıklarıda aşikar hayatta her istediği olan mutlu olmuyor malesef denge unsuru one çıkıyor
YanıtlaSilAynen aci ve tatli
Siyah beyaz
Değil hayatin tamamı
Gerçekleri keşke demeden önce fark etmek dileğiyle..
YanıtlaSilKulağa küpe yap❣️ En çok etkilendiğim konuydu bu… Teşekkürler bu güzel hikaye için 💐
YanıtlaSilİyikilerle olsun dilerim hayatlar…
YanıtlaSilKeşke demeden önce.. ne güzel bir isim olmuş. Hayatımızdaki keşkelerin bedelle ilişkisi. Bedel dengesi varsa hayatımızda keşkelerimiz azalıyor, yoksa artıyor
YanıtlaSilÇocuklarda buyüklerde emek vermeden sahip olduğu hiçbirseyin hazzıni uzun yaşamıyor
YanıtlaSilAyse hanımın hikayesinde çocuk sorumluluk bilinci verilmemis istedikleri hatta büyukleri tarafından ihtiyac duyduduğu düşünülen herşey önüne sunulmuş gibi görünüyor...
Yapabilmek başarabilmek emek vermis olmak bunların verdiği hazdan mahrum edilmiş bir Ümit bey var..
Temelinde anne babaların ve buyüklerinin çocuk yetistirirken iyi niyetle yaptığı kötülükler bir ömrü böyle perişan edebiliyor
Son olarak herşeyin azıda fazlasıda zarar
Son söz DENGE DENGE DENGE diyorum nacizane
Bedel
YanıtlaSilGeçte olsa, zorda olsa, yavaşta olsa yanılgılarımızdan dönmek duası ile...
YanıtlaSilGerçek hayatta en çok yaptığımız yazıları içeren bir yazı👏🏻
YanıtlaSilEvlenmek ,biriktelik olusturmak yani bir aile kurmak hayatin onemli bir olgusudur.Fakat Evlenmeye karar verildiginde, gelecekte nelerin kararinin da verildigini iyi dusunmek lazim.Dünyaya bir cocuk getirilecekse bunun mutlulugu oldugu kadar sorumlulugu oldugunu da bilmek gerek.Hic bir anne ,baba evladinin kotu olmasini istemez.Ama iyi yapiyorum derken kötülük yapar.Kendi yasadigi zorluklari evladi yasamasin ister.aslinda butun bu zorluklar kendisini guclendirmisti..işte ancak bunlari hatirladiginda guclu bir evlat yetistirebilir,cunku bir ebeveynin asil görevi evladini hayata hazirlamak,gucluklerle nasil bas edebilecegini,nerede hayir nerede evet demesi gerektiğini, her zaman umitvari olmasi gerektigini öğretmektir. Egitmek ancak hayatin gerceklerini öğreterek olabilir.
YanıtlaSilEğitimde en etkilendiğim konuydu. Hayatın kilit noktası bedel. Geç olmadan anlayabilmek dileğiyle
YanıtlaSilBilmemek ağır bir bedel...
YanıtlaSilKeşke demeden önce bu , eğitimlerin ne kadar önemli olduğunu bu kalemin gücünden anlıyoruz bedel konusu ve eksiklerimizi doldurmamız için mutlaka katılmamız gerekiyor elinize emeğinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş . 🌼
YanıtlaSilBedel ödeyen düşkünleşirken bedel alan zalimleşiyor, nankörleşiyor.. Her yol muhakkak bedele çıkıyor
YanıtlaSilBaşkalarının hayatına bakıp çok bedel ödemiş ondan böyle olmuş demek kolay . Kendi hayatımızda nerde bedel ödüyor nerde bedel alıyoruz bakmamız lazım. Doğru yerde doğru miktarda bedel ödemek gerektiğini bir kez daha anladım. Teşekkürler
YanıtlaSilKeşke
YanıtlaSilKeşke öykümüz hep böyle basit olsa bedel alanın nankörleştiği dünyada en klasik hikaye
Eğitime başladığımızda belki de dinlediğimiz ilk hikaye
Hayatımızda farketme ihtimalimizin çok daha az olduğu ne olaylar dönüyordur. Onları bulmaya hakedişimiz olsun
İnsan bazen karşısındakine ödediği bedelleri bile kendi egosu için yapıyor. En acısı da bu. Başkasının hayatının kahramanı olmayın. Hep siz başrolde olamazsınız..
YanıtlaSilÖnce kendi içimizdeki dengeyi kurabilirsek, herşeyin temeli olan bedel alma ve bedel ödeme dengesini de kurabilecegiz.. evvelinde yapıp ettiğimiz şeyler ile bugün ki sonuçlarla karşılaşıyoruz, kabul etmesi güç olsada burada dönüt vermemiz ve yüzleşmenin gereken sadece kendimiziz.. bedel dengesini doğru kuramadigimiz ilişki ve iletişimler için.. insan önce kendini ve konumunu doğru tanimlarsa, o bilinç ile bedel noktasında bir farkındalığı da oluşuyor çok şükür.. Aldığımız ilim ile dünümüze göre daha iyi olabilenlerden olalım İNŞALLAH 🌱
YanıtlaSilHer şeyin fazlası zarar bir çoğumuz fazla verdiğimizde fazla alacağımizı zannediyoruz oysaki çiçeği fazla sulayınca büyümüyor😞Ne güzel anlatmışsıniz emeğinize sağlık
YanıtlaSilÇok vurucu olmuş.
YanıtlaSilEllerinize sağlık çok farkındalık oluşturan yazı
YanıtlaSilÇocuğuma her istediğini alırsam, onun her dediğini yaparsam çocuğum mutlu olur zannediyoruz. Ama yokluk gören çocuk güçlenir, duyduğu hayırlar onu olgunlaştırır, konulan sınırlar çocuğu yetiştirir.
YanıtlaSilİyi ki bedeli öğrenmişim
YanıtlaSilGeçde olsa farkına varmış olmak uyanış yine de çok lezzetli ancak uygulama kısmı geçmişten gelen o kodları silmek ve yerine yenilerini koymak zor ama imkansız değil inşallah...
YanıtlaSilBedel o kadar kıymetli ki adeta hayatımızın dengesi ve merkezi. Her alana, yaşa dokunan bir yazı olmuş emeğinize sağlık. 🌸
YanıtlaSil