recent posts

banner image

İnandığınla Yaşadığın Tutarlı Olsun

İyi satış yapan kişi sattığı şeyin en iyisi olduğuna ilk önce kendi inanan kişidir. Bir markanın ürünlerini satarken dünyadaki en iyi ürünler onlardır. Eşini bile ikna eder. Evde o ürünleri kullanır. Sonra ürünü artık o üreticiden alamaz. Başka bir markayı satmaya başlar. Bu sefer de yeni sattığı marka en iyisi olabilir onun dünyasında..

Ürün iyi olmalıdır elbette ama bir satışta onun kadar önemli olan kişinin inandığını satmasıdır.

Bizler farkında değilizdir ama inandığımız şeyler bir süre sonra bizim gerçeğimiz olur.


***

Bir dolandırıcı takım elbisesi, iyi boyanmış ayakkabıları ile bir fotoğraf sütüdyosuna gelir. Stüdyoda çalışan çırak “buyrun efendim” der.

“Ben biraz ilerideki Beyazsaray Apartmanı’nda oturuyorum. Fotoğraflarımızı hep burada çoğaltırız. İyi ki buradasınız.” diye söze başlayıp bir miktar sohbet ettikten sonra: “Cüzdanımı yolda düşürmüşüm. Acilen karşıya hastaneye yetişmem lazım. Sizden ödünç bir miktar para alayım. Akşam dönüşte getiririm.” der.

Çırak adamın bıraktığı iyi izlenimle, kafası azıcık karışsa da kasadan parayı verir. “Aman ustam bana çok kızar, akşam mutlaka getirin”der.

Beyefendi “ tabii ki getireceğim. Ustana çok selam söyle” deyip çıkıp gider.

Gidiş o gidiş...

Çırak dolandırılmıştır!

***

Karşımızdaki inanarak söylerse, dünyanın en saçma şeyi de olsa ikna olabiliriz.

İnanmanın bir gücü, bir etkisi vardır. İnanmıyorsa elindeki ürün, söz, iş ne kadar iyi olursa olsun etkisi düşük olur.

Peki, günümüz insanı olarak inandığımızla yaşadığımız ne kadar tutarlı?

Neye inandığımızı bile unutmuş olabilir miyiz?

Neyi neden yaptığımızı biliyor muyuz? 


Halbuki; hayatın içinde inandığına uygun yaşayabilen cesur insanlara ihtiyaç var.

Bizden çok uzak değil sadece yetmiş, seksen yıl önce yaşayan insanlar, savaş, yokluk gördüler. Kapıların üzerinde kilit olmadığı evlerde, birbirleri ile ekmeklerini, sularını, dertlerini paylaşarak yaşadılar. Hiçbirinin diğerine kendini farklı gösterme ihtiyacı yoktu. Çünkü zaten hepsi yaklaşık olarak aynı şartlardaydı. Köyün en zengin kişisi de tarlada çalışıyordu, en fakir olanı da.. Zengin olanı da öğle yemeğinde tarlada, ağaç gölgesinde iki zeytin, bir dilim ekmek yiyordu, en fakiri de... Akşam yemeğinde zenginin sofrasında da kuru fasulye, soğan vardı, fakir olanın da... Fark yoktu aralarında... İşte o yüzden oldukları gibiydiler. Yaşadıkları ile inandıkları tutarlıydı!

Günümüzde hepimizin farklı inanç problemleri var. Kavramlarda, değerlerde karışıklıklar yaşıyoruz. Bazen kendimize inanmıyoruz, bazen eşimize, bazen çocuklarımıza, bazen annemize, bazen babamıza...

Günümüzde iyi anne-baba tanımı çocuğunun her istediğini yapan anneyle özdeşleştirilmiştir. Ebeveyn dışarıda çok yoğun çalışır ki, ailesi daha yüksek standartlara sahip olsun. Çocuklarını özel okula gönderirler. Çocukların başka meziyetleri de olmalı inancıyla, yüzme, piyano, gitar, ata binme, satranç kursları arasında mekik dokurlar. Evde çocukların ihtiyaçlarını karşılamak için bakıcı alırlar. Çocukların bir dediğini iki etmezler! Çocuklar ne isterlerse alırlar.

Bunların da sahip oldukları hayat standardı olduğuna inanırlar. 

Bu standardı koruyabilmek için on beş saat dışarıda çalışan anne, çocuklarını göremez olur! Çocuklar anneyi buldukları zaman ne yaparlar?

Başlarlar eziyet etmeye... Anneyi görememenin cezasını anneye ödetmeye... Anne ne işindekilere, ne eşine, ne çocuklarına yaranabilir.

Peki, ya kendisi?

Kendisi zaten arada kalmaktan tükenmiş! Ama zıttını yapmak aklına bile gelmez! Çünkü sahtesine inanmak daha kolay gelir. Standardı korumak için de taviz verir. Patronuna, eşine, çocuklarına, çocuklarının bakıcısına, herkese...


İnandığımız gerçeğimizdir!


Benim anne olarak inandığım şey yanlış. Ama zannederim ki, o kadar yoğun çalışmaya devam etmezsem, çocuklarımın standardı düşecek. Çocuklarıma, eşime daha az şey verebileceğim! Halbuki, çocuklarımı yetiştirmek yerine onları saksıdaki çiçekler gibi sadece büyütüyorum.

Peki, gerçeği ne zaman farkedebiliyorum? Ne zaman zıttı bir inanç geliştirebilirsem o zaman fark ediyorum!

Nehir’in fark ettiği gibi..


***

Nehir anne ve babasının hayatını düşünürdü. Ailesiyle yaşarken anne ve babasının asosyal oldukların inanırdı. Eve gelen giden sayısı belliydi. Birkaç akraba, bir iki aile dostu...Az ve öz insan evlerine gelirdi. Şimdi farkedebiliyordu anne ve babasının sahip oldukları ilmin zenginliğini! Her yerde, her zaman oldukları gibi görünmüşlerdi. Karşılarındaki kim olursa olsun! Nehir çok etkilendi bu tespitinden... Bir de kendi hayatına baktı. Etrafında bir yığın insan kalabalığı. Onlar için bir dolu şey yapıyordu. Sürekli etrafındakiler tarafından bir yerlere çekildiğini hissediyordu. Demek ki bu kendi suçuydu! Kendi çevresindekileri memnun etmek için istediğinin, olduğunun hep dışında davranmıştı! Sonuçta yüreği hep huzursuz yaşamış, üstüne üstlük de hiç kimseye yaranamamıştı!

***

Birçoğumuzun hayatında hissettiği gibi... Bir şeyler yapıyoruz, ama çoğu zaman hissettiğimiz ile yaptığımız ya da istediğimiz ile bulunduğumuz yer birbirinden doğu ile batı kadar uzak!

Kendi seçimlerimizden sorumluyuz!

Neyi seçtiğimiz, neye inanıp ne yaptığımız bizim seçimimizdir. Bulunduğumuz yer, seçtiğimiz insanlar, neyi amaç edinip seçtiğimiz, insanlara ne sunduğumuz tümü bizimle ilgili... Seçimlerimiz inandıklarımız ile tutarlı olursa kendi içimizde çatışma yaşamayız. Hayata karşı tutarlı oluruz; hayatın tutarlılığı ile uyumlu oluruz.

Bunun da getirisi huzurdur..


***

Hayatta seçimlerimi ne kadar doğru yapıyorum?

Peki, doğru seçimler nelerdir, sonuçları nelerdir?

Hayata karşı nasıl tutarlı olurum?

***

Gerçekleri anlamak, doğru seçimler ve tutarlı davranışlar ile mutlu ve başarılı olabilmek için ;

Deneyimsel Tasarım Öğretisi 

seminer programları tavsiye edilir..

'Kim Kimdir'

'İlişki Ustalığı 

Başarı Psikolojisi





İnandığınla Yaşadığın Tutarlı Olsun İnandığınla Yaşadığın Tutarlı Olsun Reviewed by Deneyimsel Tasarım Öğretisi on Kasım 15, 2022 Rating: 5

47 yorum:

  1. Çok güzel olmuş ☺️

    YanıtlaSil
  2. Cok güzeldi
    Kaleminize saglik

    YanıtlaSil
  3. İnandığı ile yaşadığı tutarlı olduğunsa öne çıkıyor insan...



    YanıtlaSil
  4. Hayatta boşluk yok neyi seçtiğimiz çok önemli.
    Emeğinize sağlık 🌿

    YanıtlaSil
  5. İnanclarımızda neyi ustalaştırıyoruz?
    Doğru bilgiyi mi?
    Yanlış bilgiyi mi?
    Emeğinize sağlık 🌷

    YanıtlaSil
  6. Tutarlı olmak birçok insanın hayatta yapamadığı başaramadığı bir şey, ama aslında bir o kadar da önemli ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. Ya inandığın gibi yaşa ya da yaşadığın gibi inan.

    YanıtlaSil
  7. Çok güzeldi, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  8. Seçimlerimiz neler? Doğru seçimler... insanı düşündürüyor

    YanıtlaSil
  9. İsteklerimize göre secimlerimiz belirleniyor . Peki isteklerini kontrol edip daha kaliteli seçimler yapmak ne kadar mümkün

    YanıtlaSil
  10. İnandıklarımızla tutarlı bir yaşam yaşayabilenlerden olabilmek duasıyla 🌸

    YanıtlaSil
  11. Emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  12. İnandığı gibi yaşamak ne güzel bir huzur verir

    YanıtlaSil
  13. İnandığını yaşayan cesur insanlara ihtiyacımız var, hem de çok var.cunku o kadar çok doğru bildiğimiz zanlarımız var ki...çok güzel olmuş, emeğinize sağlık:)

    YanıtlaSil
  14. Elinize sağlık.. Güzel bir hatırlatma oldu. Amaçlarımız, hedeflerimiz, davranışlarımız, seçimlerimiz ne kadar tutarlı ? Gerçekten sık sık bakmamız lazım. Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  15. Bazen insan o kadar tutarsız şeye inanıyorki, bu inandığından vazgeçebilmek biraz bedel istiyor. Güzel bir yazı olmuş🌷

    YanıtlaSil
  16. İnandığın bir süre so ra gerçeğin olur..
    Çok güzel. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  17. İyi anne olmanın tanımı maalesef günümüzde çalışan anne olmakla özdeşleşmiş vaziyette. Çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  18. "İnandığımız gerçeğimizdir!"
    Yanlışın normalleştiği şu dönemde bizler seçimlerimizi ne kadar gerçekten yana yapabiliyoruz. İnşallah bu kadar yanlışın içinde gerçekten yana seçimler yapıp gerçeklere inanırız.
    Elinize sağlık çok anlamlı bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  19. Hayatın içinde inandığına uygun yaşayabilen cesur insanlara ihtiyaç var.

    YanıtlaSil
  20. Gerçekleri anlamaya yardımcı olduğunuz için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  21. Evet inandığımız baska olduğu halde insanlar bizi beğensin diye farklı davranıyoruz yada beğendiğimiz insanların sevdiği davranışları yaparak onlara inanıyoruz.Gerçeği bilmek bu yüzden büyük bir ikram. Farkında olabilmek yapamasak bile çabalamak hayattaki en güzel hediye. Bu güzel yazı için teşekkürler :)

    YanıtlaSil

  22. Bizim gibi insanlar ne yazık ki çok az kaldı.
    Derler ya Vefa artık İstanbul’da semt adı olarak kaldı ve ben hiç sevmem bu söylemi ama bazen gerçekleri görmek gerekiyor ve bizlerinde öğrenmesi gerekiyor sanırım.
    Vefa bence çok üstün bir duygu herkes taşıyamaz, tanıyamaz. Bizler azınlık olarak kalan ve insanlar kullanılabilir insan olarak nitelendirilen saf olarak kullanılabilecek görüyor.
    Ama ben İlahi adalete ve Rabbimin rızasına inanıp yaşayanlardanım ve çok şükür mutlu, huzurluyum 🤲🏻

    YanıtlaSil
  23. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  24. İnandığın gibi yaşamazsan, yaşadıgın gibi inanırsın ! Ne kadar güçlü bir cümle içinde birçok mana barındıran 🙏🏻 İnandıgımız gibi yasamayı nasip etsin Allah …🌸 kaleminize, inancınıza sağlık 🌹

    YanıtlaSil
  25. Inandiklarimizın gerçekler olması dileği ile 🌿

    YanıtlaSil
  26. Hayata karşı tutarsızlık; güvensizlik doğuruyor. Sonra iç hesaplaşmalar, tedirginlik, huzursuzluk.. Ne güzel anlatmışsınız elinize, kaleminize sağlık.. 🖋️ Öyleyse buraya bir baba nasihatı bırakıyorum "İçin dışına, sözün özüne, amelin düşüncene uygun olsun kızım" 🍀

    YanıtlaSil
  27. İnandığın gerçeğin oluyor. Ne güzel bir bilgi… teşekkürler 💐 emeklerinize sağlık 😊

    YanıtlaSil
  28. Neye inanıyorsam o gerçeğim oluyor... Ne acı ama ne kadar da büyük bir gerçek...

    YanıtlaSil
  29. Inandigin sey ne kadar gercek ise, yasamin da o kadar gercektir.Bu da kisiyi hayatta güçlü yapar.Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  30. İnandığı gibi yaşanlardan olabilmek ümidi ile..

    YanıtlaSil
  31. Peki insan inandığı gibi yaşamayı neden seçemez.Taviz mi ? Vermistir, Cesaret gösteremediği sey nedir.Üstümüzden buz gibi su dökülmüş gibi kendimize getiren bi yazi olmuş yüreğinize sağlık ...

    YanıtlaSil
  32. İnsan neye inanırsa öle yaşar ,nasıl yaşarsa öle ölür,nasıl ölürse öle haşredilir!!!

    YanıtlaSil
  33. Çok güzel bir yazı

    YanıtlaSil
  34. İnsanın inandığı şey gerçeği haline gelir. Bu keyifli ve faydalı yazı için teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  35. Neye inanıyorsak o bizim gerçeğimiz oluyor. Çok yerinde bir tesbit 🌿

    YanıtlaSil
  36. Samimiyetsizi biz başka anlıyoruz, insan kendine yakıştırmaz, konduramaz ama işimizden geçenle dışarıya yansıyan uyumsuz olunca samimiyetsiz oluyoruz aslında. Bana bunu hatırlattı bu yazı, teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  37. Seçimlerimizin sonuçlarını yaşıyorsak,neyi neden seçtiğimizi bilmeye ihtiyacımız var

    YanıtlaSil
  38. Tutatrlılık hayatımın tamamında olması gereken bir durum. İnşAllah bunu yakalayabiliriz.

    YanıtlaSil
  39. Elinize,emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  40. İnandığın şeyi yaşamazsan , yaşadığına inanıyor insan. En büyük problemleri de böyle başlıyor. Sen sen olmaktan çıkıp sürekli birilerine yaranmaya çalışan kendini ifade edemeyen oluyorsun. Gerçeği bilen anlayan yaşayan olalım inşallah.Ellerine sağlık yazanların…

    YanıtlaSil
  41. İnandığınla yaşadığın farklı olunca insan huzuru bulamıyor :(

    YanıtlaSil
  42. İnandığım başka seçimlerim baska=mutsuzluk,kargaşa, vb.......

    YanıtlaSil
  43. Ne kadar az DÜŞÜNÜRSÜNÜZ...
    Doğu-Yanlış
    Güzel-Çirkin
    Faydalı- Zararlı
    Gerçekten işteyim mi? İhtiyaçim mi?
    İnşaALLAH samimi ve içten düşünenlerden oluruz...

    YanıtlaSil
  44. İnandiklarimiz bizim için gerçekler oldun inşallah...zanlarimiz olmasın...🤲🤲🌹🌹

    YanıtlaSil
  45. Kaleminize yüreğinize sağlık 🤗

    YanıtlaSil
  46. Muazzam güzel yazı olmuş…İnanarak yazanlara selam olsun ☘️

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.