recent posts

banner image

İki Yol


Bir haziran akşamıydı. Hava geç de olsa kararmıştı. Seda, oturduğu yerden pencereden baktı. Uzakta, yeşil tepelerden fırlayan yüksek gökdelenler karanlığa bürünmüştü. Pırıl pırıl parlayan ışıklarıyla boy gösteriyorlardı. Sandalyesinde gerinip, sırtını düzeltti. Eşyalarını toparladı, bilgisayarını kapattı. Ofisten çıkmak için asansöre doğru yöneldi. Cam kapılardan dışarı çıktığında yüzüne esen tatlı meltem ağaçların ve çiçeklerin kokusunu getirdi. Mis gibi yaz kokuyor… Demek ki gerçekten de yaz gelmiş dedi içinden… Güzel havaya doyamadan mesai aracı onu almaya geldi ve aracına bindi. Bu saatte trafik azalmıştır diye düşündü. Hızlıca evime gideceğim…


Yolda giderken cep telefonlarımıza değil, pencereden dışarıya baktığımız yıllardı. Seda da öyle yaptı, kulaklıklarını takıp pencereden yolu izlemeye başladı.

Plazalar, ışıklar, alışveriş merkezleri…

Reklam panoları...

O panolarda yeni sezonun uçuş uçuş elbiseleriyle incecik ve güzel kadınlar… Geniş omuzlu, yakışıklı ve çok şık erkekler…

Plazalara sabah giriş yapıp, akşama kadar çalışıp para kazanmak. Eve giderken panolardaki reklamlara bakmak... Hafta sonu da alışveriş merkezinde kazandığımız paraları harcayıp, yine plazalarda çok şık bir şekilde çalışmaya devam etmek… Bu çağın bizden beklediği de bu diye düşündü.

Sonra plazalar azaldı, panolar azaldı. Lacivertin inci kolyesi gibi gözüken köprüye gelmişlerdi. Boğazın lacivert suları ışıklar altında yine pırıl pırıldı. Uzaktan da olsa deniz havasını içine çekti. Soner’i düşündü. Bir yıl önce işe başlamıştı Soner. Seda’nın mezun olduktan sonra başladığı iş yerinde her şey rayına oturmaya başlamışken, başarılı bir şekilde ilerlerken, Soner gelmişti.


Seda’dan daha deneyimli bir mühendisti. İlk başlarda kendisinden fazla bir şey beklemeyeceğiniz, çekingen ve sessiz bir insandı. Günler birbirini kovaladı. Soner bir şeyler üretmeye başladığında her seferinde Seda’yı şaşırttı. Kendisinin dikkat etmediği şeyleri görebiliyordu. Kendisinin bilmediği birçok ayrıntıyı biliyordu. Yöneticisinin de dikkatini çekmeye başlamıştı. Seda içten içe kızıyordu ona. Çünkü Soner’in başarısı, Seda’nın başarısının üzerini örtüyordu Seda’ya göre. Kendini başarısız hissetmeye başlamıştı. Ve tam da bu zamanlarda fark etmişti… Soner ne kadar da yakışıklıydı. Ne kadar da güzel bakıyordu... Ne kadar da zekiydi… Sonrasında performansı da düşmeye başlamıştı Seda’nın. Çünkü Soner’le beraber çalışıyorlardı. Ve onunla beraber çalışırken kalbi sıkışıyordu, işine odaklanamıyordu. Aklı bambaşka şeylere gidiyordu. İçindeki vicdan azabı, kafasındaki karışıklık gözlerinin önüne bir perde indiriyor, ekranda baktığı kodlarını göremiyordu.

Biri için kalbimiz çarptığında kendimizi çok mutlu hissederiz, enerjimiz yükselir, yüzümüz daha fazla güler. Fakat Seda öyle hissetmiyordu. Ağır bir çelişki yaşıyordu Seda. Çünkü zaten bir ilişkisi vardı hayatında. Etrafında pervane olan Onur vardı. Her boşluğunda onu arayan, her fırsatta yanına koşan, her işini kolaylaştırmaya çalışan kişiydi o.

Onur’la Ankara’da, üniversitenin hazırlık sınıfında, dağcılık kulübünde tanışmışlardı. Onur, o dönemde marifetli oluşuyla dikkatini çekmişti Seda’nın. Kulüple beraber kar tırmanışına gideceklerdi. Herkesin o dönem pahalı bir malzeme olan tozluk alması gerekiyordu kendine. Öğrencilerin karşılayabileceği bir fiyatta olmadığı için Onur’un tozluk yaptırma çözümü çıkmıştı. Birkaç arkadaşı ile beraber Onur’un peşine takılıp Kızılay’a gitmişlerdi. Onur’un çanta diken esnafa tozluğun nasıl bir malzeme olduğunu çizmesi, tarif edişi, iletişimi, ona uyum sağlaması, pazarlığı dikkatini çekmişti Seda’nın. Sanki yaşından daha olgun biri gibi marifetliydi. Çocukluktan beri ufak tefek işlerde çalıştığı için yaşıtlarından daha farklı bir havası vardı. Naif ve sempatikti. Kızlarla olan iletişiminde de sakınan bir tavrı vardı. Onun yanında insan kendini rahat ve güvende hissediyordu. Üniversitenin ilk yıllarında Seda çok aşıktı Onur’a. Beraber çok uyumlulardı, yanında çok mutlu ve huzurluydu. Onur hiçbir zaman Seda’ya çanta taşıtmaz, hesap ödetmez, parası az olsa da hiç cimrilik yapmazdı. Sahip çıkan bir yapısı vardı. Onur evlenebileceğim biri diye düşünüyordu o ilk zamanlarda. Hatta mezun olup evlenecekleri günlerin çabucak gelmesini istiyordu.

Zaman ilerledi, Seda mühendislik bölümüne başlayıp derslerine odaklandıkça Onur’a ayırdığı zaman biraz daha azaldı. Gündeminden de düşmeye başladı. Fakat Onur’un ilgisi hep devam etti. Seda Onur için o kadar da heyecanlanmıyordu artık. Fakat ayrılmayı gerektiren bir durum olmadığı için hayatından çıkaramıyordu. Onur mezun olduktan sonra o İstanbul’da, Seda Ankara’da ilişkileri devam etti. Zaman aktı gitti, Seda da mezun oldu. İstanbul’da çalışma hayatına başlama döneminde, ev kiralayacağı zaman, eşya taşıyacağı zaman Onur hep oradaydı. Hep koşturmuştu Seda’nın işleri için.

Üniversiteden mezun oluşunun üzerinden iki yıl geçmişti. Bugün yirmi beş yaşındaydı Seda. Onur son bir yıldır ne zaman evlilik konusunu açsa Seda kapatmaya çalışıyordu. Neden acele ediyoruz? Daha genç değil miyiz? Ne acelemiz var? Ben henüz hazır hissetmiyorum… Evlenecek gibi hissetmiyorum… Tabii ki sebepleri bunlar değildi… Hangisinin öncelikli olduğuna karar veremese de iki sebebi vardı Seda’nın…

Birincisi artık Onur’a karşı hissettiği şeylerin aşk olmamasıydı. Aşk olmadan evlenirse bu evlilik sürer miydi? Birkaç yıl sonra sıkılmaz mıydı? Boşanmak istemez miydi? Bu durgunlukla hayat akar mıydı? Bizi büyüten filmlerin, kitapların bize öğrettiği bu değil miydi? İnsanlar önce birbirine âşık olurlar, sonra evlenirlerdi ve beraber mutlu yaşarlardı. Hayatta mutluluğun anahtarı bu değil miydi?

İkincisi sebep de Onur’un kariyeriydi. Onur Seda gibi mühendis de değildi. Ortalama bir bölümden mezundu. İleride soruna yol açmaz mıydı? Seda kariyerinde ilerlerse, uyum sağlamaya devam edebilirler miydi? Seda şu an büyük bir şirkette çalışıyordu ve deneyimine göre güzel para kazanıyordu. Yöneticileri tarafından çok seviliyordu. Onur da çok çalışkandı, patronları tarafından seviliyordu ama işi o kadar da parlak değildi. Seda’dan daha az para kazanıyordu. Bilgisayar Mühendisi olmak çok havalıydı. Ama onunki o kadar havalı gelmiyordu kulağa. Bir ortamda mesleklerini söylediklerinde insanların bakışı değişiyordu. Bazı insanlar bunu sözlerine de yansıtıyordu. Seda insanların bu bakışını ömür boyu kaldırabilecek miydi?

Seda kararsızlıklar içinde oyalanırken günler geçmiş ve bu günler gelip çatmıştı. Sonunda yolun çatalına gelmişti. Köşeye sıkışmış gibi hissediyordu. Bir karar vermesi gerekiyordu.

Bir yanda kalbinin fırlayacak gibi çarpmasına neden olan Soner… Yakışıklı, başarılı ve geleceği parlak… Ve onunla geçirebileceği mutlu günlerin hayali…

Diğer yanda uzun yıllardır tanıdığı güvenilir liman Onur ve çok da heyecan vaat etmeyen sakin bir hayat…

Eve yaklaşıyordu Seda. Kulaklıklarından gelen müzikte yeni bir şarkı başlamıştı. 

İki yol var diyordu şarkı...

Korkma, hepsinin sonu aynı. Gerçekten de öyle miydi? Aynı olmadığını düşündü. 

Peki, şimdi Seda hangi yolu seçmeliydi?

Devam eden, hiç sorun yaşamadığı ilişkisini mi bitirmeliydi? Soner’le yeni bir hayata yelken mi açmalıydı? Aşk dediğimiz şey bu hayatta kaç defa karşımıza çıkabilirdi?
En doğru yolu kalbimiz bize söylemez miydi?

Peki, şimdi Seda ne yapmalıydı? 

Duyguları ve mantığı? İkisi de olmadan olmaz elbet.

Yolu net görmeye ihtiyacı vardı. Artılarıyla eksileriyle her şeyi ortaya koyup… Bu kişi evlenebileceğim insan… Ya da değil…

İki yol var…

Ve kim doğru seçimler yapmadan mutlu ve başarılı olabilirdi ki?


***
Hayat bize seçimler sunar ve her seçimin sonuçları vardır. Bu yüzden herkes doğru seçimler yapmak ister. Ancak insan çoğu zaman bunu başaramaz. 

Doğru seçimleri yapabilmek için hayatın gerçeklerini ve yasalarını bilmek gerekir. 

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi seminer programları hayatta doğru ve kaliteli seçimler yapabilmemizi sağlayan bilgiler aktarır. Hayatta mutlu ve başarılı olmamız için ihtiyacımız olan çözümlere ulaşmamızı sağlar. 

*** 

Kim Kimdir 

İletişimde Ustalık

Başarı Psikolojisi 

***


 

İki Yol İki Yol Reviewed by Deneyimsel Tasarım Öğretisi on Ocak 10, 2023 Rating: 5

36 yorum:

  1. Bu Seda önceki yazıdaki ikizlerin annesi olan Seda mı ? :))

    Ne güzel bir içgörü paylaşımı olmuş.

    İnsanın ilişki başlamadan önce hayatına alacağı insanları uzun vadeli değerlendirmiyor. Anı yaşayıp sonra seçeneksiz hissedip bunalıyor. Onur’un mühendis olmayacağı sanki sonradan olmuş gibi... Aşk geçince, önemsiz bulunanlar önemli hale geliyor.

    YanıtlaSil
  2. Her seçim bir vazgeçiştir. İnsan seçim yaparken sadece neyi seçtiğine değil nelerden vazgeçtiğine de bakması gerekir.

    YanıtlaSil
  3. Teşekkürler Sevgili Hocalarım. Kaleminize, yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Ellerinize sağlık çok güzel

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir yazı...emeğinize sağlık...egitimlerinizle inşallah bu olgunluğu kazanacağız...doğru seçim yapacağız ..insallah

    YanıtlaSil
  6. Evet insan gerçekten bazen bazı kararları verirken çok zorlanıyor ve bi yol bi ışık arıyor kendisine tam da bu nokta da dtö bize elin yolun ışığın ve asıl yetinin bizde olduğunu gösteriyor 🌸

    YanıtlaSil
  7. Her seçim bir vazgeçiştir. Ne için neyden vazgeçiyoruz? Çok düşünülmesi gereken bir soru! Her seçim bir sonraki adımı şekillendiriyor. Hangi yanlış insanı doğruya götürebilmiş ki? Hangi siyahtan beyaz çıkmış? Anda değil, toplamda fayda veriyor mu? Bunu sorgulayabilmek bize doğru kararlar aldırır. Emeğinize sağlık…

    YanıtlaSil
  8. Her seçim bir vazgeçiştir. Doğru seçimler yapmak dileğiyle...

    YanıtlaSil
  9. "Doğru seçimleri yapabilmek için hayatın gerçeklerini ve yasalarını bilmek gerekir. "

    Ne kadar net . Evet insan seçim yapar ve ben hayatın gerçeklerini ve yasalarını bilmeden nasıl doğru seçim yapabilirim.Mesela bedelin, ilişkilerin yasasını bilmeden nasıl ilişkimi toparlayabilirim. Elinize sağlık Çok güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  10. Ellerinize sağlık , çok güzel teması olan bir yazı olmuş:)

    YanıtlaSil
  11. Çoğu zaman Seda gibi kararsız kalabiliyoruz, iletişim ve ilişkinin gerçeğini, yasalarını bilmeye hepimizin ihtiyacı var, emeğinize sağlık 👏

    YanıtlaSil
  12. kaleminize kuvvet ☘️

    YanıtlaSil

  13. Doğru seçimleri yapabilmek için hayatın gerçeklerini öğrenebilmek nasip olur insALLAH

    YanıtlaSil
  14. Hayatta hep iki seçim arasında alırız ya siyahta ya beyazda...

    YanıtlaSil
  15. Seçimlerim bizi yol ayrımına götürür. 🙂

    YanıtlaSil
  16. Karar verebilmek, doğru seçimi yapabilmek ne kadar önemli..neyi seçmeli insan...kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  17. Yanlış seçimler bizim buralara getirdi.

    YanıtlaSil
  18. Hayatımızın dizaynı seçimler, kaleminize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  19. Hayatımızda bazı anlar oluyor ki gerçekten de çatalın ucunda hissediyoruz kendimizi. Böyle anlarda bize toplamda faydası olan yolu seçebilen olmak dileğiyle...

    YanıtlaSil
  20. Çok güzel bir yazı, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  21. Bilinç açıklığıyla seçimler yapabilmek için ilişkilerin yasasını bilmeye ihtiyacı var insanın.

    YanıtlaSil
  22. Çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık..

    YanıtlaSil
  23. Ellerinize sağlık hocam
    Teşekkür ederiz emekleriniz için.

    YanıtlaSil
  24. İnsan iki yol ayrımında kararsız kalır. Ama yasalar herşeyi netleştirir.

    YanıtlaSil
  25. Doğru seçimler yapabilmek ümidiyle..

    YanıtlaSil
  26. Film gibi akıcıydı, sonunu merak ediyorum :)

    YanıtlaSil
  27. Bize fayda verecek şeyler heyecan vermez. Sadece duygularımızla seçim yaparsak mutlu oluruz sanıyoruz ama zarar görüyoruz. O yüzden mantığımızı da kullanmamız gerekiyor.

    YanıtlaSil
  28. Herkes eninde sonunda yol ayrımları yaşıyor hayatta. Doğru seçim yapabilmek için mantığımızı kullanmamız gerekir.

    YanıtlaSil
  29. Seçimlerimiz çok önemli doğru seçim yapabilenlerden olabilmek dileğiyle...

    YanıtlaSil
  30. Her seçim bir vazgeçistir
    Ne icin neden vazgeçiyor insan hayatta..
    Hangi yolda gidiyorken yol arkadasi istiyor yanında..
    Varmak istediği yolda gerçek bir yol arkadasi mi seçtiği...
    Hangi yön
    e gidiyor seçimlerim ya da vazgectiklerim...

    YanıtlaSil
  31. İnsanoğlu yanılır ama yanildigini bilmez. Anlık heyecan ve fırsatları kazanç zannederiz. Ve gema over.

    YanıtlaSil
  32. Herkesin bir yol ayrımı olacaktır yön ne tarafa seçimin neyden yana

    YanıtlaSil
  33. Doğru seçimler yapabilmek için gerçekten de DTÖ programları alınmalı.. Yol ayrımları ne kadar önemli. Çok teşekkürler ..

    YanıtlaSil
  34. Ah yolda giderken cep telefonuna bakmak zorunda olmadığımız yıllar...Ah o Plazalar... Yakışıklı, havalı ve şık giyimli erkeklerin insanın başını döndürdüğü ve oyaladığı mekanlar...Plazalar bir fanus, bir kapalı kutu oysa...Gerçek yaşam ve canlılık ise dışarda yani piyasada...

    YanıtlaSil
  35. Seçimlerimiz… oysa ne kadar önemli.. ne kadar belirleyici..

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.