Küçük bir harita üzerinde bile adı zor bulunan bir şehir vardı: Azzah. Gökyüzü griydi orada, toprak çatlak, umut da sessizdi. Azzah’da çocuklar, düşlerini oyuncaklarla değil, gökyüzünden düşen seslerle kurardı. Bir yanda çatlamış duvarların ardına sığınan sessizlik, diğer yanda bu sessizliği yırtmak isteyen bir adamın sesi yankılanıyordu: Zekeriya.
Zekeriya, bir yardım çalışanıydı. Ne diplomatik pasaportları vardı elinde ne de büyük ekranlarda konuşma fırsatları. Ama yüreği, yüzlerce çocuğun sığınağı gibiydi. Geceleri uyuyamaz, Azzah’ın haritasını açar, "Orada hâlâ hayatta mısınız çocuklar?" diye fısıldardı. Uyuduğu zaman bile, rüyalarında yıkılmış okulları, tükenmiş anneleri, ellerinde ekmek yerine taş taşıyan çocukları görürdü.
Bir gün, gizlice çekilmiş bir görüntü eline ulaştı. Üç çocuk, bir okul sırasının altında korkudan gözleri faltaşı gibi açık, ellerinde beyaz bir kâğıda şunları yazmıştı:
"Biz buradayız. Lütfen duyun."
Zekeriya’nın yüreği bir daha asla eski ritmine dönmedi. Artık amacı belliydi: Azzah’a ulaşmak ve çocukları oradan çıkarmak.
Ama dünya büyük duvarlarla çevriliydi.
İzin yok. Geçiş yasak. Bölge tehlikeli. Bekleyin.
Bu cümleler, bürokratik birer mezar taşı gibi sıralandı önünde. Güçlü ülkeler, ekran başında başlarını sallar, sonra başka kanallara geçerdi. Olanı biliyorlardı ama "yeterli sebep" yoktu müdahale için.
Zekeriya, elindeki tüm belgeleri, videoları, tanıklıkları bir dosyada toplayıp her kapıyı çaldı.
Ama kimse açmadı.
Bazıları yüzüne bakmadan geçerken bazıları acıyan gözlerle “Senin elinden bir şey gelmez” diyordu.
Yılmadı. Gizli yollar aradı. Konvoylara katılmak istedi. Kamyonların altına saklanmayı bile düşündü. Ama her seferinde ya belgeleri eksik bulundu ya da “durum çok hassas” denilerek geri çevrildi.
Bu sırada Azzah’da çocuklar hâlâ yazmaya devam etti:
"Biz buradayız. Günler geçti. Kardeşim artık konuşmuyor."
"Babam yok. Annem ağlıyor. Biz buradayız."
Aylarca koşturdu, düşündü, ağladı.
Dedi ki; nasıl olsa öleceğim. Neden öldürülen çocuklarla birlikte ölmeyeyim. En azından ağzımda su taşımış olurum.
Zekeriya, en sonunda bir yardım tırının arkasına gizlice bindi. Riskliydi, evet. Ama çocukları o şehirden çıkaramazsa, kendi vicdanından da çıkamayacaktı. Tır, şehir sınırına geldiğinde durduruldu. Askerler, içeridekileri kontrol ettiğinde Zekeriya’ı buldular.
Tutuklandı. Sorgulandı.
“Niçin girdin?” dediler.
“Çünkü çocuklar içeride,” dedi.
“Sen kim oluyorsun?”
“Onların sesi oluyorum.”
Tutuklu kaldığı kısa süre boyunca, Zekeriya açlık grevine başladı.
Basın sessizdi. Yetkililer kör.
Ama o kâğıda tekrar aynı cümleyi yazdı, kanıyla:
“Açın kapıları, bütün dünya duysun.”
Ve o cümle, gardiyanlardan birinin kalbine saplandı.
Bir gazeteciye ulaştı. Sonra bir başkasına.
Derken Zekeriya’ın ölümü, dünya medyasına bir kıvılcım gibi düştü.
Sokaklarda insanlar yürümeye başladı.
O çok güçlü ülkeler, ekranlarını bu sefer değiştiremedi.
Sosyal medya susturulamadı.
Milyonlar aynı cümleyi yazdı:
“Açın kapıları, bütün dünya duysun.”
Ve bir sabah, Azzah’ın sınır kapısı aralandı.
İlk çıkanlar çocuklardı.
Üzerlerinde yırtık pırtık giysiler, ellerinde ise beyaz kağıtlar vardı.
Her birinin üzerinde o cümle yazılıydı.
Zekeriya orada değildi. Ama o çocukların sesiydi artık her yerde.
O, çocukları çıkarmaya gücü yetmeyen bir kahramandı belki…
Ama onların acısını duyurmaya ve dünyayı utandırmaya yetti.
Çünkü bazı kahramanlar, kapıları kıramaz.
Ama sesiyle menteşelerini söker.
Sonra birileri kolayca açar…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. Aynadaki kişi...Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"
Açın Kapıları, Bütün Dünya Duysun
Reviewed by Deneyimsel Tasarım Öğretisi
on
Haziran 30, 2025
Rating:

Rabbim Zekeriya gibilerden razı olsun. Bizlerede aynı amaç için karınca misali bedel ödetsin
YanıtlaSilZekeriya kapıyı açamadı ama Rabbimi ikna etti inşALLAH çünkü ALLAH sonuca değil sürece bakar…
YanıtlaSil❤️❤️❤️
YanıtlaSil