recent posts

banner image

Güzelliğin Şaka mı?

İnstagrama en son koyduğu fotoğrafa da beğeniler gelmeye başlamıştı.  Ama sadece “o” beğenmemişti. En çok beğenmesini istediği, Ömer… Kendine itiraf etmekte zorlansa da onun için koyuyordu bu fotoğrafları. Onun için atıyordu o hikayeleri. Şaka maka bunun için iyi bir mesai harcıyordu Aslı. Onun sevdiği şeyleri gözlemliyor, benzer şeylerle ilgili hikayeler paylaşıyordu. Sırf bir beğeni, bir emoji için… 

Aslı ufflayarak yataktan kalktı, mutfağa yiyecek bir şeyler bulmaya gitti. Karnı çok aç değildi ama sinirleri tepesine gelmişti. Bir şeyler yiyip rahatlamalıydı. Neden bu çocuğun dikkatini bir türlü çekemiyordu. O kadar da uğraşıyordu, birbirinden güzel fotoğraflar koyuyordu. Tekrar baktı paylaştıklarına. Beğenenlerin sayısı artmış, yorumlar gelmeye başlamıştı.
- Harikaaa 🥰❤️
- 🔥🔥🔥
- Güzelliğin şaka mı?!
“Güzelliğin şaka mı?” yorumu çok hoşuna gitti, acaba Ömer’de güzel olduğunu düşünüyor muydu?

Sosyal medyada her gün fotoğraf paylaşmazsa kendini eksik hissediyordu Aslı. Artık neredeyse sosyal medya dışında bir hayatı kalmamıştı. Üstelik beğeni almayınca geri kalan her şey çok sıkıcı geliyordu. Bu yüzden sanki tüm hayatı oradan aldığı beğenilere göre şekilleniyor gibiydi. Gideceği restoranlar, giyeceği kıyafetler, beraber vakit geçireceği arkadaşlar… Gece yine sosyal medyada gezindi. Yeni gönderi planları yaptı kendi kendine. Bir paylaşımdan diğer paylaşıma bakarken zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişti bile. Gecenin üçü olmuştu, işin kötüsü uykusu da kaçmıştı. Sabah işe gidecekti, zorla uykuya dalmaya çalıştı. 

Sabah uyanınca hızlıca hazırlanıp işe gitti. Kahvaltısını yaparken masaya Mehmet oturdu. Nasıl olduğunu sordu, gönülsüzce “iyi işte senden naber” dedi bizimki. Mehmet ona ilgi gösteriyordu. Ancak Aslı, onun kendisine uygun olmadığını düşünüyordu. Çünkü o, daha iyilerine layıktı. Arkadaşı Esra da, Mehmet ile görüşmesi için ısrar ettiğinde: “Esra, şaka mı yapıyorsun? Sosyal medyada benim fotoğraflarıma kimlerden ne yorumlar geliyor, ben daha iyisine layığım!” demişti. Esra Aslı’nın bu tavrına sinirlendi. “Sen iyice kendini kaptırdın bu sosyal medya işine, hani neredeler? Neden hayatında senin gerçekten ihtiyacın olanı düşünen, seni dert eden insanlar yok. Hep beğeniler, güzel yorumlar var. Hayat böyle mi hep güllük gülistanlık mı? Daha geçenlerde hastanelik oldun, bir çorba yapanın oldu mu evine gelip? Ya da boşver çorbayı nasılsın, nasıl oldun diye soran… Ah Aslı Ah sen bu kafayla çok üzülürsün arkadaşım ben sana söyleyeyim!”

Sosyal medyanın kullanılmasıyla birlikte, insanlar eskiye göre çok daha fazla kişiyle iletişim kurabiliyor. Eskiden günlük hayatta sınırlı insanlarla görüşüldüğü için iltifatlar da sınırlı oluyordu. Ama şimdi öyle mi? Fotoğraflarını filtreleyip paylaştığında; hiç tanımadığı, hiç görmediği yüzlerce, binlerce, hatta milyonlarca kişi tarafından beğeni alabiliyordu.
İşte sosyal medyanın insanı düşürdüğü illüzyon tam olarak buydu. Sahte beğenilerle sahte bir kimlik oluşturuyor. Çünkü bu sahte yorumlar, bu sahte beğeniler insanı gerçeğinden gün be gün uzaklaştırıyordu. O kimliğe de normalin çok üzerinde bir değer yüklüyordu. O yüzden Aslı’da dahil birçok insan kendini olduğunun çok üzerinde görebiliyordu. Peki bu illüzyon perdesi kalktığında neler olacaktı? İnsanın gerçek benliğiyle, kimliğiyle karşılaşması pahalıya patlamayacak mıydı? 

İşte Aslı’nın da hoşuna giden buydu. Beğenilme, övülme hissiyatını sürekli yaşamak istiyordu. Ama böyle bir şey mümkün değildi. Bu yüzden miktarı arttırdıkça arttırıyor, kimlerin onu beğendiğine bakıp keyifleniyordu. Beğenmeyenler hakkında da kendince bir anlam yüklüyordu. Bu çok normaldi ona göre. Bütün iletişimler yüz yüze değil, sanal alemde gerçekleşiyordu. Birbirini hiç görmeden, hiç tanımadan…
Peki bu muydu ilişkinin gerçeği, biri tarafından beğenilmenin karşılığı, birini beğenip ona yaklaşmasının bedeli? İnsan aslında her zaman gerçeği bilmek isterken, neden bir illüzyonda bulur kendini? Neden normalleştirir sahteyi?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 




Güzelliğin Şaka mı? Güzelliğin Şaka mı? Reviewed by Deneyimsel Tasarım Öğretisi on Eylül 09, 2024 Rating: 5

7 yorum:

  1. "İnsan aslında her zaman gerçeği bilmek isterken, neden bir illüzyonda bulur kendini?"
    Ah insan... Amacını doğru yere yerleştirmediğinde yanlış kişilerle yanlış ilişkiler kuran insan... Amacını doğru yere yerleştirince gerçeği bulan insan... Gerçek ilişkilerden uzaklaşmak ne kadar kolay... Sahtelikte kaybolmak ne kadar kolay... Bize gerçeği hatırlatanlara teşekkür ederiz.. Kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  2. Ne yazık insan sahte ama süslü gözükene kendini kaptırınca gerçekten uzaklaşıyor. Gerçek ve daha derin ilişkiler kurma hakkını kazanamıyor.

    YanıtlaSil
  3. Malesef o kadar görüntüye kaptırdık ki kendimizi görüntünün arkasındaki unutmaya başladık, asıl güzelleştirmemiz gereken ruhumuzu…

    YanıtlaSil
  4. Sosyal Medyanın illüzyonu şaka mı? :))

    YanıtlaSil
  5. Beğenilme, takdir edilme... maalesef en büyük tuzağımız... farkına vardiran satırlar, teşekkürler

    YanıtlaSil
  6. Ahh o Ömer ler için ne çok zaman harcar insan, hem de ömürden gittiğini hiç düşünmeden 😅

    YanıtlaSil
  7. İbrahim yıldız12 Eylül 2024 23:26

    Modern dünyanın insana dayattığı sistem, zaten insanda hiç düşünmez misiniz sözünün muhatabı. anormal dünyada normal olana aşırı anormal zavallı gibi bakışlar atılıyor. maalesef ortam böyle, dolayısıyla insanda kınayıcıların kınamasındansa, instagram da takılmak daha iyi diye düşünüyor.aslında istesede istemesede arıyor ama neyi nerede arayacagını bilmiyor.sonrası ise savrulmuş hayatlar.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.