Ah İstanbul!
Ne hayallerle gelmiştim
sana.
Güzel bir işim olacak, aşkı bulacaktım…
Arkadaşlar, fırsatlar...
Biliyor musun?
En çok da sana âşıktım.
Şairlere ilham olan manzarana…
Tarih kokan caddelerine…
Sende olan fırsatlara…
Dillere destan güzelliğine âşıktım.
Ey İstanbul!
Mutluluğun da aşırısı sende, mutsuzluğun
da…
En iyi insanlar da sende, en kötü
insanlar da…
Huzur da sende, huzursuzluk da…
Ama şikâyet etmiyorum.
Sana kızgın ve kırgın da değilim.
Çünkü mesele sen değil, benim.
Delilik nedir biliyor musun?
Gerçi az deli görmedin, en iyi sen
bilirsin.
Delilik sürekli şehir değiştirip bu kez
farklı olacak demek…
Ya da sürekli insanlara aynı davranıp bu
kez nankör olmayacağını gözlemek…
Delilik aynı davranışları yapıp farklı sonuçlar beklemektir.
Ey İstanbul!
Kim suçlu? Bilen mi? Bilmeyen mi?
Yüzmeyi bilip denizden keyif alan mı?
Yüzmeyi bilmediği için denizden korkan
mı?
Ama ben bilemedim, öğrenemedim senle
yaşamayı.
Belki de öğrenmekti bu…
Sana veda etmek üzereyken anladım
Mesele -mış gibi yapmak değil,
bilmediğini kabul etmekmiş.
Mesele hırslı olmak değil, azimli
olmakmış.
Yani sonuca değil, sebeplere odaklanmış.
Kelebek peşinde koşmak değil, kendi
bahçende gül yetiştirmekmiş.
&
Kelebek peşinde koşmak değil, kendi bahçende gül yetiştirmekmiş.✨✨✨
YanıtlaSilKendi bahçemizde güller yetiştirebiliriz umarım yoksa çok kelebek peşinden koşarız..
YanıtlaSilGerçekten kelebek peşinde koşmakla zaman kayıp etmektense kendi bahçemizde gül yetiştirsek zaten o kelebekler kendi gelecek.
YanıtlaSilİstanbul, binbir anının saklandığı bir kutu …
YanıtlaSilDoğru sebep oluşturanlardan olmak ümidiyle…
YanıtlaSilBelki de öğrenmekti bu ...
YanıtlaSilÖğrendikçe delilikler son buluyor:)) Akıl devreye giriyor. Kelebek peşinde koşan akıl, gelip bahçedeki güle konuyor 🌹🦋
Bazen de sorularla okları kendimize yöneltme cesareti gösterebilmek.
YanıtlaSilŞehirlerinde insanlar gibi bir hikayeleri var. Bir sürü hikayenin kesistiği bir şehir istanbul. Doğru sebeplere odaklanıp umarım kendi gül bahçesinde güzel kokan şifa veren gül yetiştirebiliriz.
YanıtlaSilYüzme bilmeden denize girip keyif alanlardanim.. Bu da başka delilik olsa gerek. Yok sa olması gereken bu mu? Delilik... Sevgiler cok güzel bir anlatım olmuş..
YanıtlaSilO meselelerin ne olduğunu bastan öğrenebilsek bu da ilimle olacak inşallah
YanıtlaSilElinize sağlık..
YanıtlaSilAh İstanbul mutluluk da sende, zevk de sende...
YanıtlaSilDelilik aynı davranışları yapıp farklı sonuçlar beklemektir.
YanıtlaSilŞikayet etmiyorum.
YanıtlaSilSana kızgın ve kırgın da değilim.
Çünkü mesele sen değil, benim
Delilik aynı davranışları yapıp farklı sonuçlar beklemektir. .
Bütün sır bu dizelerde👍🏻
Öğrenmek...
YanıtlaSilÇok önemli gerçekten.
Ne öğrendim, neden öğrendim...
Bana ne gibi bir faydası oldu ya da ne gibi bir zararı oldu...
Azim ve hırs hep karıştırdığımız iki kavram.. kaleminize sağlık
YanıtlaSilZevkle okudum yazınızı. Mesele Gül peşinde koşmak değil gül bahçesi yetiştirmek. Denize kızmak değil yüzmeyi öğrenmek. Önümüze çıkan sıkıntılar karşısında şikayet değil çözüm üretmek... Neden ben bu sıkıntıları yaşıyorum yerine nasıl çözebilirim sorusunu sormak... Son nefese kadar bilen değil öğrenen olmak. 🙂Problem çözme marifeti kazandıran eğitimleri için deneyimsel tasarım öğretisine Çok teşekkür ederim...
YanıtlaSilBu kadar düş kırıklığı yaşanıyorsa beklenti çok yüksekmiş demek ki. Daha gerçekçi hedefler koyarsak mutsuz da olmayız değil mi?
YanıtlaSilKaleminize sağlık inanılmaz keyif aldım okurken❤️
YanıtlaSilKendi bahçemize bakabilsek ne iyi olacak..
YanıtlaSilAhhh ah İstanbul… şikayet etmemek ne güzel bir meziyet olurdu
YanıtlaSilMekanları kutsal yapan nedir? İnsanoğlu hakkını verebildiği sürece bulunduğu yeri ne kadar güzelleştiriyor. Ah güzel İstanbul ❤️
YanıtlaSil