Oyunu Sen Bozuyorsun...

Elleri bomboştu, şehirlerarası otobüs koltuğunda 10 dakikadır oturuyordu. 

En son ne zaman böyle boş bir şekilde, bir kaç dakika da olsa oturmuştu ki?

Hatırlayamadı, çünkü çok uzun zaman olmuştu. Çünkü genelde hareket halinde, bir şeyler yetiştirmeye çalışır, koştururdu... Ve sonunda yorgunken bulurdu kendini. İnsan oturunca yorgunluğunu anlar ya...

Oğlu, otobüse bindirmişti, şehir dışına kız kardeşine gidiyordu..

"İyi oldu, bir yandan sırtım yer gördü biraz" diye içinden geçirmeden edemedi...

Hep böyleydi. Belki üç çocuğunu çok zor şartlarda büyütmenin, yıllarca eşinin ailesinin yanında yaşamanın ona kattığı birşeydi bu; Her acıda ufacık da olsa bir keyif bulmak, belki de kaçışıydı...

Belki bu şekilde dayanabildi o çok çok ve hiç bitmeyecekmiş gibi görünen zor zamanlara...

Bunu da düşünmeden edemedi "niye böyleyim ben? yoksa bu yanımıda mı sevmiyorlar, bu da mı onlara saçma geliyor, beni neden anlamıyorlar? Ben herkesin iyiliği için uğraşıyorum ne yapsaydım, herkesin hatasının peşine mi düşseydim bu zamana kadar, kin mi gütseydim?

Ya da..

Yok yok görmüyorlar onlar, ben ne yaptıysam evim, yuvam, çocuklarım için katlandım...Kötü mü ettim? "

Ne çok kullanırız bu sözü... "Ne yapsaydım?"

Ne yapsaydım? deriz , haklı olduğumuzu ispatlamak için.

"Ne yapsaydım? Bir gecelik aldanmış adam, yuvamı mı yıkayım, yıllarımı çöpe mi atsaydım? Affetmek zorundaydım..."

"Ne yapsaydım? Çocuğumu parkta dövsünler mi, o da kendini korumayı öğrenmesin mi?"

"Ne yapacaktım, göz göre göre sınıfta kalacaktım, kopya çekmek zorundaydım..."

"Ne yapsaydım? Ayağıma gelmiş fırsatı tepse miydim, çok zengin, köklü bir ailesi vardı, bazı çapkınlıklarını da göz yummalıydım yani..."

"Ne yapsaydım, karımı hastane köşelerinde bu hastalığa mahkum bırakamazdım, ameliyat olması için para lazımdı, çalmak zorundaydım..."

İnsanlar aptal oldukları için kandırılmaz. İnsanlar istekleri yüzünden, zaafları, zayıflıkları yüzünden kendilerinin kandırılmasına yol açarlar.

O ilişkinin yasak olmasına itiraz etmezler…

Ama o yasağı neden çiğnediğine haklılık getirmek için ne kadar çok sevdiklerini veya nelerden vazgeçtiklerini veya yaşadığı duyguları ispat olarak sunarlar.

İnsanlar dolandırıcı olmak güzel diye dolandırıcılık yapmaz,

Hırsızlık yapmayı takdir ettiği için hırsızlık yapmaz veya sigara içmek faydalı ve güzel olduğu için sigara içmezler...

İnsanlar isteklerinin önüne geçemezler...

İnsanlar zihnen sigaranın sağlığa zararlı olduğunu anlar..

Bu ilişkinin yanlış olduğunu anlar..

Kopyanın geçici bir çözüm olduğunu anlar..

Çalmanın yanlış olduğunu bilir..

İnsana şiddetten hapiste olan, ceza alanlar, adam bıçaklayanlar...

"Ne yapsaydım?" ile başlayanlar...

Peki, neden ?

Zihin yanlışı, hatayı anlıyorsa, neden yanlış davranışa devam eder?

"Ben çook yüz verdim çok.... Ben ne fedakarlıklar yaptım diye, aniden gözleri doldu" Duygularını hep uçlarda yaşardı zaten... Az önce kızkardeşime gider kafa dinlerim derken, şimdi tekrar evden ayrılışını hatırladı... Son kavgalarını...

"Besle kargayı, oysun gözünü..Kırk yılımı verdiğim adama bak...Ne hatalarını, ne yamuklarını, ne yanlışlarını sineme çektim, ne eksik yerlerini tamamladım..." diye giden evlilikler...

Bizler yanlışı neden affederiz?

Affeder miyiz?

Bir ilişkide yanlışı affetmek ile yanlışı desteklemek arasındaki davranışsal tepkileri bilmiyorsak ne olur?

Bir ilişkide iyilik ne demek, kötülük ne demek?

Görev ne demek, sorumluluk ne demek? Taviz ne demek, jest ne demek bilmiyorsak...

Bir ömür harcadığımız evliliğimizi neden yürüttüğümüzü bilmiyorsak...

Karşımızdakinin bize neden yanlış yaptığını çözemediysek...

Karşımızdakine neyin iyi gelebileceğini, neyin onu şımartabileceğini bilmiyorsak...

Neden affetmemiz gerektiğini ve neden affettiğimizi... Üç yıl boyunca affedip de bugün neden affetmediğimizi bilmiyorsak, neden barıştığımızı bilebilir miyiz? Barışabilir miyiz?

Bir ilişki neden devam eder, etmeli? Neden bitmeli?

Anlaşmamız neden var ve artık neden yok? 

Bunları tanımlayamadan, içinde olduğumuz problemi tanımlayamadan; 'Neden otobüsün koltuğundayız ve hangi yöne gidiyoruz?' anlayabilir miyiz?

Neden gittiğimizi bilmezsek, neden geri döndüğümüzü bilebilir miyiz?

Ve döndüğümüzde bir etkimizin olması için yokluğumuzun bir etkisi olması gerekmez mi? O zaman bıraktıklarımızı daha olgun, daha yetişmiş bulabiliriz... O zaman yetiştirmiş oluruz...

Bize yanlış yapan insanı nasıl yetiştirebiliriz? Nasıl değer kazanırız ve kaybederiz? İnsan ilişkisinde yetiştiremez ise o ilişki bozulur ve biter. İnsan ilişkisinde ihtiyaç görmez ise o ilişki bozulur ve biter...İnsan ilişkilerinde güçlü olmadıkça bu hayatta başarılı olamaz ve ihtiyaç görmedikçe güçlü ve etkili olamaz...

Peki, biz etkili ve güçlü ilişkilerimiz olması için ne yapabiliriz? Nerde doğru nerede yanlış konumda olduğumuzu nasıl tespit ederiz?

“İlişkilerde Ustalık” Seminer lerinde işlenen ilişkilerin yasalarını idrak ettiğimizde çok şey değişebilir... Çünkü anlayınca çok şey değişir bu hayatta...

Seminerlerimizde bulunmak ve gerçekleri anlamak dileğiyle..