recent posts

banner image

Paralel Evrende Beni Seven Biri Var

                                             

Bütün anneler , babalar çok mu sever çocuklarını?

Onların başlarını okşayıp her düştüklerinde sarsılmaz bir çınar gibi baş uçlarında mı belirirler?

Mesela karşıdan karşıya geçerken, sımsıkı mı tutarlar çocuklarının ellerini?

Yaralarına pansuman yaparken üfleyerek mi yaparlar?

Bütün anneler ve babalar evlatlarına ALLAH’ın bir emaneti olarak mı bakarlar?


İnsan ALLAH‘ın kendisine emanet ettiğine nasıl davranır?

Gamze büyük umutlar bağladığı sevgilisi tarafından terk edilmişti.
Yine!
Bilindik bir öyküydü bu Gamze’nin hayatında. Büyük umutlar besleyerek yeni bir ilişkiye başlanırdı. Umutlar büyüdükçe cümlelerde mi büyüyordu hayatta?
- “Kızlar bu defa doğru insanı buldum.”
- “Kızlar bu defa hayatımın aşkını buldum.”
- “Kızlar bana o kadar değer veriyor ki, aradığım insanı buldum.”

Sonrası hüsran, sonrası aynı değersizlik hissi. Aynı olmamışlık, aynı yarım kalmışlık, aynı derin kuyu.
- “Kimi sevsem beni terk etti, kimi sevsem ellerimi bıraktı” diyordu Gamze.
 İnsan gerçekten sevmesi gerekeni hakkıyla  sevmediğinde o sevgiyi ne kadar da har vurup harman savuruyordu. Sevgisini doğru yere yerleştirememiş herkes sevgi israfçısı oluyordu.

Kulaklarına kadar çektiği yorganın içinde, ne kadar küçülebilirse bir insan, o kadar küçülmüştü. Üç gündür durmayan gözyaşları gözlerinin ebadını hayli değiştirmişti. Elini gözlerine götürdü “ah” gözlerindeki şişlik çok canını yakıyordu. 
Kalbi, canını çok ama çok yakıyordu.
- “ Babaları tarafından sevilmeyen kızları kimse sevmiyor” dedi çatallı bir sesle.
Gözyaşları şiddetlendi yeniden, kendi kendisinin hassas noktasını kanatıyordu her defasında.  Tam kabuk bağladı derken uzattığı tırnaklarını itinayla kabuk bağlayan yaraya geçiriyordu.  İçindeki eksikliği, kendisindeki olmamışlık hissini tamamlama çabasıydı yaşadığı her ilişki. 
“Bu defa, bu defa çok seveceklerdi onu.  O kadar çok seveceklerdi ki, şimdiye kadar onu sevmeyen herkesin yerine sevecekti karşısındaki kişi.”


Oysa, kim bir başkasının yarasını sarabilir ki?

Kimse!
Hiç kimse!
Böyle bir beklentiyi karşılayamaz ...
Hiç kimse bir diğerinin yarasını saramaz. 
Yaraları biz açarız yaraları ALLAH sarar. 
Biz kime yaramızı göstersek sonunda daha çok kanatmadılar mı?

Kimse kimsenin düşmanı değil, aslında herkes kendisinin lehine olmaya çalışıyor.

Gamze telefonunu aldı , arayan olmuş mu diye baktı . Kimse aramamıştı. Bu ıstırabına rağmen,  aramaya layık bulmamıştı demek ki kimse.
Arkadaşları da sıkılmışlardı artık O’nun bu ilişkilerinden. Her tanıştığı insandan sevgi dilenmesinden. İlk başlarda O’nu pışpışlıyorlardı,  moralini düzeltmeye çalışıyorlardı ancak Gamze’nin ise morali sadece yeni bir ilişki ihtimali olunca düzeliyordu.
Hayatını başka insanların ona göstereceği ilgiye endekslemiş gibiydi. Arkadaşları onu çok uyarıyorlar  kendisini iki paralık ilişkilerin peşinde perişan etmemesini söylüyorlardı. 
Gamze’nin kulakları vardı elbet ama duymuyordu hiçbir uyarıyı. 
Gözleri vardı elbet ama görmüyordu hiçbir işareti.
Kalbi vardı elbette ama kendi kendisine yaptıkları ile ilgili hiç vicdan azabı hissetmiyordu.

Doğruldu yataktan ...Tam karşısında duran aynada kendisine baktı.  
Biraz makyajla toparlanabilir miydi bu yüz? Yok, hiç içinden gelmiyordu bu defa.  Kalbine çakılan çiviyi sökmek için başka bir çivi bulacak gücü yoktu.  
Dayanamayıp üç gün önce kendisini terk eden adamın Instagram sayfasına girdi. Kendisini bu kadar kötü hissederken, insanların bambaşka bir dünyada olmasına inanamıyordu Gamze.
- “Ne yani beni terk edip koşa koşa balık tutmaya mı gittin?”

Halbuki biz dursak da hayat akmaya devam eder. 
Her durduğumuzda geriye düşmemizin nedeni de budur. 

Atarcasına bıraktı telefonu elinden. Aynaya daha yakından baktı.  Saçına iki tel beyaz mı düşmüştü? Aman ALLAH’ım bunlar beyaz mı gerçekten? Kendisini on yedi, on sekiz yaşında hissetse de otuz üç yaşına girmişti birkaç ay önce.

Otuz üç yıldır biriktirdikleri nelerdi?
Mesela hangi iyi davranışları katmıştı kendisine?
Hangi iyi insanlarla kesişmişti yolu?
Yeni şeyler öğrenmiş miydi?
Bu otuz üç yılı nerede harcamıştı? Sürekli kumbarasına bir şeyler atan çocuk gibiydi. Ailesinin biriktirsin diye verdiği paralarla şeker, çikolata, kola alan küçük bir çocuk gibi.
Kumbarayı açtığında içinden çikolata paketleri, kola kapakları, şeker paketleri çıkıyordu. Hiçbiri hiçbir işe yaramayan bir sürü şey. Otuz üç yılını harcayıp ne aldığına baktı; koca bir değersizlik hissi, koca bir boşluk ve terk edilmişlik.
- “Al Gamzeciğim şimdi bunu nereye koyarsan koy” dedi kendi kendisine.
Her seferinde, bu defa beni çok sevecek diye başlıyordu ve öykünün sonunda;
 -“Ne olur beni sev” diye yalvarırken buluyordu kendisini. 
İnsanların karşısında secde ediyordu resmen.
Birden kalbi durdu!
Birden zaman durdu!
Birden gözyaşı durdu!
- “Evet” dedi, “Hayatıma giren herkese secde ediyorum.”


İnsanın en büyük düşmanı kim ? Gerçekten başkaları mı ?

Tam o anda telefonu çaldı, arayan lise arkadaşıydı. Yüzü aydınlandı onun ismini telefonunda görünce. Herkes unutsa da unutmayan birileri vardı onu.
-“Gelsene” diyordu. “Seni bir eğitime götüreyim.”
Hiç istemiyordu dışarıya çıkmayı, evde kendi kendini aşağılayarak kendi kendisine acıyarak kalmak istiyordu. Buna rağmen “tamam” dedi. Bazen insan kendisine rağmen iyi şeyler yapabiliyordu. Nasıl ki bazen kendisine rağmen göz göre göre hatalar yapıyorsa.
En yeni eşofmanı üstünde, elinde tuvalet kağıdı ile konferans salonuna girdiğinde evde kalmanın daha iyi bir fikir olduğunu düşündü. En arkada, en köşe koltuğa bıraktı, taşımaktan yorulduğu bedenini.
- “Bu yaşadıklarımın hepsi babam yüzünden“ diye geçirdi içinden. “Babam beni sevse bu kadar yaralı olmazdım.”

Sahne tarafından gelen uğultulu ses birden anlamlı bir cümleye dönüştü;

- “İnandığımız şey gerçek olmayabilir ama neye inanıyorsak o bizim gerçeğimiz olur.”

***

Her insan güçlü ve başarılı olmak ister. 

Mutlu olmak ister. 

Faydalı olmak ister.

Ama çoğu zaman yöntemlerini bilmez. 

 

Güçlü, başarılı, mutlu olmak için ihtiyacımız olan yöntemler ve çözümleri öğrenmek; 

hem kendimize hem etrafımıza faydalı olabilmek için;

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi 

seminer programları tavsiye edilir..

'Kim Kimdir'

 'İlişki Ustalığı 

Başarı Psikolojisi

***












Paralel Evrende Beni Seven Biri Var Paralel Evrende Beni Seven Biri Var Reviewed by Deneyimsel Tasarım Öğretisi on Ekim 30, 2022 Rating: 5

64 yorum:

  1. Başarılarınızın devamını dilerim hocam.

    YanıtlaSil
  2. Harika bir anlayım olmuş.

    YanıtlaSil
  3. “İnandığımız şey gerçek olmayabilir ama neye inanıyorsak o bizim gerçeğimiz olur.”


    YanıtlaSil
  4. Aslında her insan kendine yapar kimse kimseye birşey yapamaz. Emeğinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  5. Kendimize baktığımızda gerçekle ne kadar uyumluysak o kadar mutlu olduğumuzu görürüz aslında ve insan bu durumda tek kalsa bile yalnız olmadığını bilir.

    YanıtlaSil
  6. Kişi neyin adına yaşarsa Tanrısı o olur!

    YanıtlaSil
  7. Bir misafir ağırlayacağız güzel ikramlar yapmak isteriz. Birisi hoşumuza gitmese onu hiç çıkarmayız. Rabbin seni ortaya çıkmaya değer buldu! Rabbin seni çok beğendi ve seçti! Hangi değer bundan kıymetli olabilir? Olmasan olur mu? Olur! Ama iyi ki varsın🙂

    YanıtlaSil
  8. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  9. "İnandığımız şey gerçek olmayabilir ama neye inanıyorsak o bizim gerçeğimiz olur.” gerçekten çok doğru çok anlamlı 🌷

    YanıtlaSil
  10. Kurumuş bir orkidenin tekrar çiçek açmasıdır deneyimsel öğreti.

    YanıtlaSil
  11. Neye inanıyorsak gerçeğimiz odur. Çok dokunaklı. Herkesin hikayesi var burada.

    YanıtlaSil
  12. Çok güzel hepimizin yasayabildigi bir hikaye. Farkındalık oluşturdu. Ellerinize sağlık 🙂

    YanıtlaSil
  13. Ellerinize saglik hocam

    YanıtlaSil
  14. Yüzyıllar geçse de değişmeyen aynadaki düşman.kabul etmesi zor ama kabulden sonra toparlanıyor insan.. emeğinize kaleminize sağlık:) ne güzel bir yazı maşAllah

    YanıtlaSil
  15. Ellerinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  16. Hiç yabancı değil bize bu hikâyeler....iyi ki varsınız....sayenizde sadece Rabbime secde etmeyi öğreneceğiz inşallah....

    YanıtlaSil
  17. Ne de güzel yapılmış yalnızlığın tanımı. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  18. Yaşadığımız sıkıntılarda çokca bahanelerimiz oluyor, sahiden ne kadarında aynayı kendimize döndürüyoruz?
    Yeniden düşündüren bir yazı olmuş. Emeğimize sağlık... 🌸

    YanıtlaSil
  19. İnsan en zor anında bile onun yanında olduğunu bilmesi insana koca bir ümit veriyor. Yazanın emeğine sağlık👍

    YanıtlaSil
  20. Biz dursak da hayat akmaya devam eder.
    Su gibi akabilmek ümidiyle...

    YanıtlaSil
  21. Yerli yerinde , tam zamanında bir yazı oldu😊 Allah razı olsun yazandan😁

    YanıtlaSil
  22. Evetttt "Paralel Evrende beni gerçekten Seven Biri Var ki ; ben bu yazıyı tam da ihtiyacım olduğu zamanda okuyorum :) ihtiyacı olana ihtiyacını veren Alemlerin RABbi olan RABbimiz varlığına HAMD Olsun... EMEĞİ geçen herkesten ALLAH razı olsun...

    YanıtlaSil
  23. Çok güzel önce kendi ayaklarımız üzerinde durmaliyiz

    YanıtlaSil
  24. Çok güzel bir aktarım

    YanıtlaSil
  25. İnsan kendine nasıl zulmediyor ! İyi ki DTÖ bilgileri ile bunları farketmek mümkün oldu. Yazı da çok güzel farkındalık oluşturdu. Teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  26. O’na hamd olsun 🌸

    YanıtlaSil
  27. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  28. Ne olur beni sev der insan her hamlesi ile

    YanıtlaSil
  29. Sevilmek için sevildiğimizi hisssetmek için yaptığımız yanlışlar ve bu girdaptan çıkmanın imkanı ne güzel anlatılmış. Kaleminize sağlık🍀

    YanıtlaSil
  30. İnsan terk edildiğinde değil ,
    Yakını öldüğünde değil,
    Tek başına kaldığında değil.
    Sana senden daha yakın Olanı unuttuğunda yalnız kalır.!!!!

    YanıtlaSil
  31. Problem babamız da annemizle arkadaşımız da patronumuz da etrafımızdaki insanlarda olmayabilir. Problem kimdeyse çözüm de ondadır. Güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  32. “İnandığımız şey gerçek olmayabilir
    ama neye inanıyorsak o bizim gerçeğimiz olur.”

    Ne derin bir söz...

    YanıtlaSil
  33. Yazının bazı yerlerinde kendimi buldum, teşekkürler..

    YanıtlaSil
  34. Acıklı ama çok tanıdık bir hikaye ☺️

    YanıtlaSil
  35. Elinize sağlık çok güzel anlatm.

    YanıtlaSil
  36. Neye inanıyorsan gerçeğin o peki ya inandığım gerçek değilse yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  37. Ellerinize sağlık çok güzel yazı

    YanıtlaSil
  38. İnsanın içindeki oyuk, sevgisini doğru yere koymamaktan oluyor. Tüm insanların olgunluğa ulaşması ümidiyle yazanların ellerine sağlık 🥰💞

    YanıtlaSil
  39. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  40. Emeğinize ağzınıza sağlık

    YanıtlaSil
  41. Çok güzel bir anlatım olmuş.Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  42. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  43. Aslında en sonunda insan görecek ki, tüm sevgiler, beklentiler sadece Allah'a yönelince insan huzur buluyor...

    YanıtlaSil
  44. İnsanın en büyük düşmanı kendi..o,bu,şu değil....

    YanıtlaSil
  45. Öykünün devamını beklerken buldum kendimi. Çok yakında yakın arkadaşımın aynısını yaşadığı öykü... Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  46. Evet ne güzel bir farkındalık oluşturdunuz. İnandığımız şeyler bizim gerçeğimiz oluyor ve hayata öyle tepki veriyoruz. Aslında gerçek olmayan ama bizim inandığımız daha ne çok sey var yaşamımızda..Umarım farkına varabiliriz.

    YanıtlaSil
  47. Kaleminize sağlık. Keske yıllar yıllar önce okuma şansım olsaymış

    YanıtlaSil
  48. Çok güzel bir farkındalik... Küme secde ediyorum?

    YanıtlaSil
  49. Nasıl da güzel bir yazı..

    YanıtlaSil
  50. İnsanın kendisine yaptığını kimse yapmıyor...keşke farkında olabilsek...

    YanıtlaSil
  51. Emeklerinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  52. Birçok insanın yaptığı şey bu aslında. Kendi yaşam enerjisini başkalarının hayatına entegre etmek etmek. İşte en acısı da bu, biz hep başkalarının bizi incittiğini düşünürüz ama gerçeğe sahip olduğumuz zaman görüyoruz ki aslında insanın en büyük düşmanı kendisi.

    YanıtlaSil
  53. Ne istediğini bilmeyen bulduğunu anlayamaz gerçekten hayatta ne bekliyoruz bir farkındalık olur inşallah emeğinize yüreginize sağlık Allah razı olsun

    YanıtlaSil
  54. Çok güzel bi perdeyi kaldiriyor insanın gözü önünden,anlik duygu tatminlerini bir ömür pismanliga nasil döndüğüne dair cok guzel bi yazi olmus

    YanıtlaSil
  55. Çok güzel,gerçek bir anlatım,Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  56. İnandığımız şey gerçek olmayabilir ama neye inanıyorsak o bizim gerçeğimiz olur
    Muhteşem bir yazı...
    Yazarın kalemine yüreğine sağlık...

    YanıtlaSil
  57. Güzel bir yazı olmuş👏

    YanıtlaSil
  58. Bir kısımlarında kendini bulmuş biri olarak şimdi ki bütün gençlerimizin sıkıntıda olduğu durumları dile getirmişsiniz, gerçekten herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum :) ve eklemek isterim; babasına çok düşkün, ve babamın da çok düşkün kızı olarak bazen baba sevgisizliğinden ziyade daha çok arkadaş çevresi faktör olabiliyor. Allah’ın razı olmadığı herşeyin sonunun hüsran olduğunu düşünüyorum, tıpkı anne babanın rızasının olmadığı bir işte sonunun hüsran olduğu gibi.. haram sevdanın da bize her daim acı vereceğini bilip gönlümüzde de idrak edebilsek ne kendimize yazık ederiz ne de en güzel kıymetli zamanlarımızın olduğu gençliğimize.. Baki olan ve zarar vermeyen tek sevgi Allah sevgisidir, ve bütün mahlukatı dahi Allah rızası için sevmek gerekir. Allah tüm gençlerimizi haram sevdadan muhafaza eylesin. 🌸

    YanıtlaSil
  59. Her şey kendinle başlıyor. Başkalarını suçlayanlardan olmamak için insanın önce insan denen canlıyı taniması gerek bu da kendinle oluyor,inşallah kendini tanıyanlardan olur ve secdeyi dogru yere yaparız emeğinize,zihninize sağlık

    YanıtlaSil
  60. Çok güzel ifade ettiniz emeğinize kaleminize sağlık teşekkürler

    YanıtlaSil
  61. Çok faydalı bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  62. aslında insanın çok sıkıştığı yerde Allah ona bir mesaj gönderir. Çok tanıdık ve bilindik bir öykü..Mesajları doğru okuyanlardan olmak dileğiyle...

    YanıtlaSil
  63. Ve birden gözünde canlandı otuzüç sene...
    tüm pişmanlıkları sızlattı yüreğini...
    ve tüm tasarlamalar başladı zihninde...

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.