recent posts

banner image

Kazanmak İçin Kaybetmek

  


'Hayat ne garip !' diye düşündü Ayla. İçinde tuhaf bir huzurla, dökülen yaprakları izliyordu penceresinden.

“Kışa hazırlık” dedi kendi kendine, evinin önünde duran büyük çınar ağacına bakarak.

Kaybediyordu tek tek yapraklarını koca çınar...Bakınca insanın içini hüzünlendiren bir kaybediş.


Tutunmaya çalıştıkça yapraklar, rüzgar, onlara inat sertleşiyordu.. son ana kadar mücadele etsinler diye sanki.

Bazı yapraklar, rüzgar ve soğuk gelmeden vazgeçmişlerdi.

Zorluk gelmeden, kayıp gitmişlerdi dalların üzerinden.

Bazıları ise rüzgar arttıkça tutunuyorlardı, koparılıp ayrışmamak için ağaçtan, tüm güçleriyle mücadele ediyorlardı.


Aklına ,yıllar önce yaşanan acılı, sancılı süreçler geldi.

Çok acılar çekilmişti. Kaybediş üzerine kaybediş, yaşadığı haksızlıklar, can acıları..

‘Nasıl baskılı bir dönemdi? Oysa çoğu yaşadığım problem, bugün kazanmam içinmiş’ diye düşündü.

Kendine söylediği sözler aklına geldi;

 

 'Her kayıp, kayıp değil, her kazanç da kazanç değil.'


Ne kadar derin bir cümleydi aslında, o zaman bir seminerde duyduğu bu cümleler..
İlk duyduğunda ne kadar da sinirlenmişti ...
‘’Nasıl olur ki ?” demişti. İnsan, kaybedince kaybederdi, kazananlar hep kazanıyordu.

Haksızlık yapanlar, önde olma çabası ile ayak kaydıranlar, küçücük çıkarlar için iyiliği, adaleti bozanlar hep kazanıyor’’ diye düşünüp sinirlenmişti o dönem.
''Aslında ne kadar doğruymuş, şimdi yaşanılanlara bakınca insan anlıyor’’ dedi içinden.
Aslında hiç kaybetmemişti, her seferinde daha güçlenerek çıkmıştı tüm yaşanılanlardan.


İşe başladığı günden beri problemler yakasını bırakmamıştı.

Çok çalışıyordu, çok mutluydu iş yerinde ve gerçekten yaptığı işe gönülden bağlıydı. Yeni olmanın verdiği heyecan, işte tecrübesi olmadığı için yaptığı hatalar, çıraklığın verdiği şaşkın halleri aklına gelince koca bir gülümseme yayıldı yüzüne.

İnsanlar için bir işe yaradığını hissetmek, faydalı şeyler üreten bir firmanın parçası olmak en büyük motivasyon kaynağıydı. Gece yatağına yattığında iyi şeyler yapmak için verdiği mücadelenin hazzını hiçbir işte hissetmemişti.

 

Zorlukları çoktu işinin, çünkü gerçekten faydalı ve güzel şeylerin başının kolay olmadığını çok kısa zamanda anlamıştı. Herkesin insan sağlığını bozacak ürünler ürettiği dönemde , temiz ve faydalı olanı üretmek, satışını yapmak çok da kolay değildi. Geçmiş, aklına gelince derin bir iç çekti. 


Aslında hayat sahnesi bir yanılsamaymış...

Rüzgar, şiddetini arttırmıştı. Pencereyi açtı, bir anda içeri buz gibi hava doldu.
İçi titrerken ‘’Sakın pes etmeyin, tutunun sıkıca son ana kadar! ’’ dedi yapraklara seslenerek.

Aynı sert rüzgarlar, onun hayatında da esmişti her yerden. İşteki baskıları, birlikte çalıştığı yöneticileri düşündü. Ona işi öğretenler sanki özenle seçilmiş gibi; hep zaafı olan, güçsüz olduğu, duygusal tepki vereceği, kırılacağı yerden vuruyorlardı.

- ‘’Neden ben?’’

- ‘’ Herkesi kabul ettiler benden sonra gelenleri bile aralarına aldılar beni niye kabul etmiyorlar, sürekli incitmeye çalışıyorlar?’’

- ‘’ Oysa herkes hata yapıyor işin başında, tam beceremiyor ama niye küçücük bir tepki veriyorlar diğerlerine bana çok büyük karşılık geliyor?’’

-’’Nasıl yapacağımı göstereceklerine beni düşürmek istiyorlar, beni niye yetiştirecek kimse yok?’’

 


İlk zamanlar her gün ağlıyordu. Sanki bunlar yetmezmiş gibi evde de sıkıntılar ortaya çıkmıştı. Eşinin evdeki zalimlikleri, iş yerinde yöneticilerinin yaptıklarını aratmıyordu. Bir ara 'Pes edeceğim artık, her yerden baskı geliyor. Ne kadar çabaladığımı, mücadelemi kimse görmüyor' diyerek patlayacak gibi oluyordu.

Sonra müşterilerden gelen küçücük bir teşekkür, hayatlarında kullandıkları ürünün şifası, faydalı olduğunu görmek düştüğü yerden kalkıp yola devam edebilmesini sağlıyordu. Onu zorlayanlar, haksızlık edenler, işini doğru yapmayanlar hep kazançlı gözüküyordu.

Kazancın anda değil, tüm hayatında, uzun vadede kazanç olmasıymış önemli olan...

Nasıl ki tutunma becerisi, kasları gelişmemiş olanlar uzun süre dala tutunamıyor, bir sarsıntı vazgeçiriyor insanı. Gerçek kazanç ve başarı için insanın tutunmayı öğrenmesi gerekiyormuş.


İnsanlar engellendiğinde ve engele rağmen vazgeçmediğinde, ağrılara rağmen ağırlık kaldırmaya devam ettiğinde sağlamlaşıyormuş kolları..

Rüzgarlı yamaçta ağaç olmak için zor yerlerde, herkesin tutunamadığı zamanlarda bile tutunmak için kol kası gerekliymiş.

Şirket zor günlere girdiğinde çoğu kişi işten ayrılıp firmayı terk ettiğinde çok az insan kalmıştı içeride.. Eskisi gibi kazançlar iyi değildi, satışlar düşmeye başlamıştı. Artık kazancı çok değil, işin külfeti artmıştı. Zorluklara dayanamayanlar teker teker ayrılmaya başlamıştı. Yaprak dökümü diyordu şirket sahibi. Yaz bitti sonbahardayız.. 



Her yazın sonu kış, her kışın sonu yaza varmaz mıydı aslında?

İnsanlar, hayatlarında sert kışlar geçirir, sakin yazlara ulaşmak için. Her düşüş, her aldığı red, kovulma sağlamlaştırır aslında köklerini. Anlamaz insan her çelme takılmanın bir lütuf olduğunu. Düşen insan, kaybeden insan güçlenir ve düşmemeyi, kaybetmeye sebep olanları ortadan kaldırmayı öğrenir.

- Düşmenin acısını bilmeyen, kalkmanın şükrüne nasıl ulaşabilir ki?

- Kaybettikçe kaybetmeyecek hale nasıl gelinir, bunu öğrenmiyor muyuz aslında?

- Yaşanılan her kayıp nasıl kaybedeceğimizi, her düşüş nasıl ayağa kalkacağımızı öğretmiyor mu?

Ayla da bu sert kış günü tam da bunu anımsadı. Şimdi ne kadar mutluydu işinde, ne kadar sakin, ne kadar şükürlü.. O eski halinde yaşadığı günlere gülümseyerek bakıp ‘’İyi ki düştüm, iyi ki dizlerim kanadı, düşmemeyi böyle öğrenebildim. Acılarımı kontrol edip dizimi silip tekrar ayağa kalkıp pes etmemeyi bunların sayesinde yaşadım.‘’ diyebileceğini hiç düşünmezdi.

Hayattan tokat yemeden, tokadın acısını bilmeden, okşamanın kıymetini nasıl bilir ki insan?
Açlığın acısı olmasa doymanın şükrü olur muydu ki?

 

Yaşamda o yüzden her kayıp kayıp değil aslında.. Kaybederken kazanmayı hak ediyoruz, düşerken kalkmayı deneyimliyoruz.

Önemli olan düşmek, kaybetmek değil; nerede kaybedeceğini, nasıl düşeceğini öğrenebilmek en büyük marifet.

Mutlu olanların çoğu, dallara iyi tutunanların çoğu, en çok düşürülmeye çalışanlardan, kuyuya atılanlardan çıkmıyor mu?



Ayla yapraklara seslendi. Aslında kendine de fısıldıyordu şimdi :

‘’Düştün, üzülme sil gözünün yaşını, temizle acıyan dizlerini.

Kalk ayağa, sakın pes etme.

Kalkmanın kıymetini, düşmenin acısını yaşayanlara vermişler.

Sen kalk ki düşenlere, düşmedeki hikmeti anlatabil..

Çünkü düşenlere, daha önce düşme acısı yaşayanlar el uzatabilirler.”


 

Kazanmak İçin Kaybetmek Kazanmak İçin Kaybetmek Reviewed by Deneyimsel Tasarım Öğretisi on Ekim 31, 2022 Rating: 5

60 yorum:

  1. Kazancın anda değil, tüm hayatında, uzun vadede kazanç olmasıymış önemli olan...

    YanıtlaSil
  2. Kalkmanın kıymetini, düşmenin acısını yaşayanlara vermişler...
    Ümit verici bir yazı elinize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir yazı olmuş. Emeklerinize sağlık. Düştükten sonra kalkabilmek önemli olan. Bu ümitle yaşayan insan her şeyin geçici olduğunu daha iyi anlar. 🍀

    YanıtlaSil
  4. "Dal meyvaya tutunmaz, meyva dala tutunur." Emeğine sağlık çok güzel ve faydalı bir yazı olmuş 🌷👏👏👏

    YanıtlaSil
  5. Ellerinize sağlık çok güzel

    YanıtlaSil
  6. Çizilmiş dirseklerim, toz olmuş dizlerim... Yaprak misali tutturmuş hayata. Düşüşlerimizden bile keyif aldıran bir yazı.👌

    YanıtlaSil
  7. Emeklerinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  8. Açlığın acısı olmasa doymanın şükrü olurmuydu ki? Emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  9. Düştün, üzülme sil gözünün yaşını, temizle acıyan dizlerini...

    Kalk ayağa, sakın pes etme...

    Kalkmanın kıymetini, düşmenin acısını yaşayanlara vermişler...

    Sen kalk ki düşenlere, düşmedeki hikmeti anlatabil...

    Çünkü düşenlere, daha önce düşme acısı yaşayanlar el uzatabilirler...

    YanıtlaSil
  10. AZİM TEVEKKÜL
    Sen yok edersen kendini, Kimse var edemez seni, Sen var edersen kendini kimse yok edemez seni

    YanıtlaSil
  11. İnsanoğlu düşmeden kalkmasını öğrenemiyor. İnsanoğlu kaybetmeden kazanmayı öğren. Aslında insanın ilk düştüğünde canı çok yanıyor ama oradan çok daha güçlü kalktığını görünce, onun bir düşüş değil bir güçlenme olduğunu anlıyor.

    YanıtlaSil
  12. Kendini, seni terbiye edenin kollarına bırak. Neye ihtiyacın olduğunu en iyi bilene, teslim ol. O senden razı olsun diye uğraşıyorsun. Peki sen O’ndan razı mısın? Razıysan şikayetin olmaz. Her sorun, bir çözüm gerektirir. Ya çözer bir üst lige geçersin. Yada “Kaderim!” der yaşarsın. Tarafını seç. Unutma! Rabbini arkasına alan Galiptir. O’nun olmadığı yerde hangi kazanç kazanç olabilir? Emeğinize sağlık…

    YanıtlaSil
  13. Çabuk vazgeçiyoruz çabuk kızıyoruz ilk engelde yarım birakiyoruz

    YanıtlaSil
  14. Düşeceksin ki kalkasın …

    YanıtlaSil
  15. Kaybetmek, düşmek önemli değil nerede kaybedeceğini nasıl düşeceğini öğrenmek kıymetli..çok güzel ümitvari bir yazı, kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
  16. Mesele anlık kazançlarımız değil toplam kazançlarımız. O yüzden anda biraz acı çekip bedel ödememiz gerek. Bu hayatda hiç bir şey göründüğü gibi değildir. Gerçekten kazandığımı zannettiğim şey kazanç mı ? Elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  17. Ne kadar hayatın içinden bir yazı emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  18. Güç veren bir yazı olmuş.

    Böyle dönemlerde insanın en kadar da ihtiyacı oluyor resmî geniş çerçeveden görmeye...

    Oysa biz kısa bir zaman dilimine bakınca kötülük yapanlar kazanıyor sanıyoruz.

    YanıtlaSil
  19. Okudukça insanı rahatlatan bir destek gibi, yorgunluk hissi olduğunda hadi kalk devam et diyen bir dost gibi... Dtö seminerleri ve blogları var iyi ki🎀

    YanıtlaSil
  20. Acıyı yaşamadan,hazzın keyfine varılmaz ,emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  21. Önemli olan. Düştüğün yerden kalkabilmek...

    YanıtlaSil
  22. Çok güzel bir yazı daha kendimi buldum 🌸

    YanıtlaSil
  23. Çok güzel bir yazı insanoğlu düşüp kalakanilmeli. Her düşüş bir sicrayistir.

    YanıtlaSil
  24. "Düştün, üzülme sil gözünün yaşını, temizle acıyan dizlerini.
    Kalk ayağa, sakın pes etme.
    Kalkmanın kıymetini, düşmenin acısını yaşayanlara vermişler.
    Sen kalk ki düşenlere, düşmedeki hikmeti anlatabil..
    Çünkü düşenlere, daha önce düşme acısı yaşayanlar el uzatabilirler.”
    Ne kadar ümit verici bir yazı.Kaleminize sağlık.🍂

    YanıtlaSil
  25. Çok güzel anlatmış, düşmenin insanı olgunlaştırdığını👍

    YanıtlaSil
  26. Yalnız değilmişim 😁

    YanıtlaSil
  27. Çok güzel bir yazı...çok manidar...

    YanıtlaSil
  28. Hayatta zorluklara rağmen ümidi aşılamak... Bu güzel yazı için emeklerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  29. Açlığın acısı ile doymanın şükrü bağlantısı çok güzel anlatılmış

    YanıtlaSil
  30. Çok güzel ellerinize sağlık 🙂

    YanıtlaSil
  31. Cok begendim, ellerinize sağlık. Olayları birbiri ile iliskilendirmeniz ne kadar güzel...

    YanıtlaSil
  32. Cok guzel bir yazı, olayları birbiri ile iliskilendirmeniz çok hoş...

    YanıtlaSil
  33. Hayırda hedefinden vazgeçmeyenlersen olabilmek dileğiyle.. Çok teşekkürler..

    YanıtlaSil
  34. Muhteşem bir yazı

    YanıtlaSil
  35. Sen kalk ki düşenlere, düşmedeki hikmeti anlatabil..

    Yaşayan bilir gerçekten
    Emeğnize sağlık

    YanıtlaSil
  36. O gün kaybettim sanmıştım, meğer ne kıymetli bir kazançmış..anda değil toplamda kazananlardan olmak dileğiyle

    YanıtlaSil
  37. Sen kalk ki düşenlere, düşmedeki hikmeti anlatabil..

    Çok güzel yazı olmuş emeğinize sağlık. 🌸

    YanıtlaSil
  38. teşekkürler

    YanıtlaSil
  39. Güzel bir yazı bilgilendirme olmuş ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  40. "Düşmenin acısını bilmeyen, kalkmanın şükrüne nasıl ulaşabilir ki?"
    Ne kadar güzel ve doğru söz!

    YanıtlaSil
  41. Hayata ben ne kazanabilirim diye değil ben ne bedel ödeyebilirim diye bakınca sorun kalmıyor. Çünkü “ Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.” Necm:39

    YanıtlaSil
  42. Önemli olan düşmek, kaybetmek değil; nerede kaybedeceğini, nasıl düşeceğini öğrenebilmek en büyük marifet.
    Çok şükür, çok.... düşebilmeyi kabul etmek de bir şükür

    YanıtlaSil
  43. Her kayıp kayıp değil, her kazanç kazanç değil!!!!

    YanıtlaSil
  44. Düşmek... Sonra tekrar kalkabilmek... İnsanın gücünün yetmediği yerde tutunabilmek için uğraşmaya devam etmesi... Çok zor ama bir o kadar lezzetli...
    İlimde tutunabilmek dileğiyle yazıyı yazanlara teşekkür ederim 💞

    YanıtlaSil
  45. Çok faydalı bir yazı olmuş kaleminize sağlık. İnsan birazcık. Kayıp yaşasa hemen vazgeçiyor, hemen İstanbul ediyor, hemen birilerinin verdiği gitmeye düşebiliyor. Bilinç açan bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  46. Çok güzel bir yazı🌸

    YanıtlaSil
  47. Çok güzel bir yazı olmuş herkes kendinden bir parça bulmuştur bence bende kendimden çok şey buldum orda mutlaka düşünce cenabı Allah daha güçlü bir şekilde kaldırıyor emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  48. "kazancımız, anda değil, tüm hayatımızda olmalı" bunu hiç unutmamak isterim.... Kaleminize, emeğinize, yüreğinize, sağlık 🤲

    YanıtlaSil
  49. Düşmenin acısıni bilmeyen kalkmanın şükrüne nasıl ulaşabilir ki?

    YanıtlaSil
  50. Emeğinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş teşekkürler

    YanıtlaSil
  51. "Kalk ayağa, sakın pes etme. Kalkmanın kıymetini, düşmenin acısını yaşayanlara vermişler." daha ne desin yazar... Çok güzel...

    YanıtlaSil
  52. Çok güzel olmuş

    YanıtlaSil
  53. Çok tanıdık ☺️ Doğru yerden bakmayı gösteren bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  54. İnsanlar engellendiğinde ve engele rağmen vazgeçmediğinde, ağrılara rağmen ağırlık kaldırmaya devam ettiğinde sağlamlaşıyormuş kolları..

    YanıtlaSil
  55. Çok güzel anlatılmış. Kaleminize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  56. Sen kalk ki düşenlere, düşmedeki hikmeti anlatabil..
    Ne kadar kıymetli ne kadar insanın içini ısıtan bir cümle, emeğinize sağlık ..

    YanıtlaSil
  57. merve buyuran4 Kasım 2022 20:33

    çok güzel bir yazı olmuş. elinize emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  58. Çok güzel ifade ettiniz emeğinize kaleminize sağlık teşekkürler

    YanıtlaSil
  59. Cok guzel ve hayatin icinden bir yazi olmus. Emeginize saglik.Umut verdi ve yalniz olmadigimi hissettirdi .

    YanıtlaSil
  60. Kalkmanın kıymetini düşmenin acısını yaşayanlara vermişler.. Günü bu cümleyi okuyarak karşılamak dündeki günleri hatırlamama vesile oldu. Ne çok hatalar acı da olsa ne güzel kayıplar. Hepsi bu günümüzü güzelleştiren düşüşler..

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.