recent posts

banner image

Sevsen Suç, Sevmesen Suç...


İnsan tek bir kişiyle kaç farklı ilişki yaşayabilir Allah aşkına? İlk başta gözlerinin içine bakan adam şimdilerde bir problem adama dönüşmüştü. Ne desen bir tartışma ne desen bir karmaşa… Eskiden annesine çok kızardı Serpil hani şu klasikleşmiş "yemedim yedirdim, içmedim içirdim, saçımı süpürge ettim" klişeleri vardır ya. "Ay anne ama yaptın, sanki sana zorla yaptırdılar" derdi. 40 yıl geçse annesiyle bu anlamda benzer hissedeceği gelmezdi aklına. Herkesin düşebileceği ama kendinin düşmesinin imkansız olduğu bir çukur gibiydi buralar. Ama öyle olmadı elbette. Başlangıçta tam istediği gibi giden ilişki bir noktadan sonra tam da annesinin hissettiği gibi hissetmesine, yaptıkça yapası geldiği ve üzerine haksızlık üzerine haksızlık gördüğü bir ilişkiye dönüşmüştü.

Kafasının içinde sürekli konuşması sebebiyle günlük işlerine bile kafasını veremez olmuştur. "Hayat ne tuhaf. Seviyorsun şuç oluyor, ilgileniyorsun suç, o ne isterdi şimdi diye düşünüyorsun suç, ilgilenmiyorsun hayatındaki diğer şeylerle ilgileneyim diyorsun yine suç. Hani ilgilenmeyince olanları az çok anlıyor ama ilgilendiğinde nasıl sorun çıkabilir ki. Halbuki çok değer veriyor çok düşünüyorsun. Daha o leb demeden leblebi diyorsun, adeta aklını okuyor, ihtiyaç duyduğu şeyleri kapısına getiriyorsun ama yine de yaranamıyorsun." Tam o esnada iş arkadaşının seslenmesiyle irkildi. Kendine bir kahve hazırlamak için kalktı ama hala düşünceli görünüyor olmalıydı ki arkadaşının dikkatini çekti. Asuman kahveyi beraber içmeyi teklif etti ve beraber terasta biraz vakit geçirdiler. 

Akşam eve dönerken Asumanın söylediği cümleleri düşündü bu sefer. İnsanın bir şeyleri yaşaması tamam ama bir başkasından yüksek sesle duyması bambaşka bir etki oluşturmuştu üzerinde. Kıvamla ilgili bir şeylerden bahsetmişti. Kıvamında yaşamak gerekiyor bu hayatı. Kıvamında sevmek, kıvamında değer vermek gerekiyor, kız doğru söylüyor diye düşündü. Peki ama nasıl?Her seferinde aynı şeyleri yaşamaktan sıkılan Serpil “bu daha ne kadar böyle devam edecek” diye düşündü. Yıllardır hep aynı şeyi yaşıyor, benzer sonuçlar alıyordu. Onu biraz daha sevsin diye yaptığı her şey hayatını kabusa dönüştürüyordu. Bir an durup düşündü. “Hep değer veriyorum, hatta bu değer vermenin de ötesinde, fazla fazla yapıyorum her şeyi ama aldığım sonuca bak. O daha ne istediğini bilmeden önünde buluyor hatta. Demek ki değer vermeyeceksin bu hayatta” diye düşündü içinden. Ama içten içe işlerin böyle dönmediğinin o da farkındaydı.

Hayatta neyin dengesini kaçırırsan orada sıkıntılar baş gösteriyordu. Herkes denge şart diyor, hayatı mizana uygun yaşamak gerek diyor ama o dengeyi tutturan kaç kişi var şu dünyada. Peki herkes dengede olmak gerektiğini biliyor da neden dengede olamıyor? Neydi denge? Nasıl dengede olunurdu? Aslında burayı çözsem, neyi nasıl yapacağımı bilsem hayatımdaki tüm kilitler çözülecek diye düşündü. 

Ertesi gün biraz daha iyi hissediyordu kendini ama aklının bir kenarında sürekli düşünüyordü, nasıl yapabilirim diye. Telefonu çaldı arayan patronuydu, yine bir sürü iş sıralayacak, tüm gününü meşgul edecekti. Patronu söylerken not aldı. Bugün yine işlerden başını kaldıramayacaktı. O kadar meselenin içinde yine gitti bir günüm diye geçirdi aklında. Oysaki dengeye gelmek için neler yapması gerektiğini düşünecekti. Belki de aradığı cevapları bulacaktı. Ama şimdi işlerinin başına dönmeliydi. 

Hayat böyle bir şey işte… Sen çözüm yolları ararken bir yandan hayat akar. İçinde iki kişi çekişiyor gibiydi, bir tarafı dedi ki “tamam ama para kazanmak zorundasın, sorumlulukların var!” Tamam da ilişkilerimi yönetemezken, tüm gün aklım ondayken nasıl işime konsantre olabilirim ki… İşte o an en büyük sorumluluğunın hayatıma yön vermek olduğu gerçeğiyle yüzleşti Serpil. 

İşlere harcadığı zamanın bir kısmını da hayatının kontrolünü sağlamak için ayırsa neler değişecekti kim bilir. Bu da hayatın cilvesi galiba. Kimileri akıntıya kapılıp gidiyor kimileri hayatının lideri, patronu oluyor bu hayatta.Tam toparlanırken geçen gün beraber kahve içtikleri arkadaşı aradı, “Serpil selam, haftaya bir eğitim başlıyor, tam senin sorularına cevap olacak şeyler dinleyeceksin, gelmek ister misin?” Tam vaktim yok diyecekti ki cevap verdi arkadaşına "Evet gelmek isterim, nasıl kayıt oluyoruz?"

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Sevsen Suç, Sevmesen Suç... Sevsen Suç, Sevmesen Suç... Reviewed by Deneyimsel Tasarım Öğretisi on Kasım 06, 2024 Rating: 5

1 yorum:

  1. İlişkilerdeki Dengeyi örneklerle özetleyen muhteşem bir yazı olmuş 👏🏻

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.