recent posts

banner image

Hayatın Farklı Renkleri

Yahya Hamurcu

Güneşin yavaşça silindiği serin bir bahar akşamıydı. Haftalar öncesinden gitmek istedikleri bir tiyatro oyununa bilet almışlardı. Yediği içtiği ayrı gitmeyen üç arkadaş akşam buluşacaklardı.

Tiyatro binasının önündeki kalabalık gittikçe artıyordu. Bu kalabalık arasında şık giyimli bir kız dikkat çekiyordu. Mavi kabanı ve beyaz şapkasının altından görünen kumral saçları vardı. Hızlı adımlarla yürüyen Öykü, kendini bir anda burada bulmuştu. Uzun zamandır gelmediği semtin denize çıkan sokaklarının keyfini çıkarmıştı. Aslında oyun kadar tiyatro binasını da çok merak ediyordu. Bu yüzden erken gelip binayı inceleyebilerek dilediğince fotoğraf çekebilecekti.

Girişteki etkinlik alanında büyük bir hayranlıkla mekânı gözlemliyordu. O sırada omzunda hissettiği elle birden irkildi. Kafasını çevirip baktığında arkadaşı karşısındaydı. O Öykü’nün aksine en rahat ayakkabılarını ayağına geçirip gelmişti. Üşüdüğü için de beresini öylece başına geçirmişti. Saçlarının bozulmasını umursamıyordu, asıl önemsediği üşümemesi ve rahat hissetmesiydi.

Öykü’nün işini bitirmesini bekleyen Defne, iyice sıkılmaya başlamıştı. Öykü’nün bu denli ilgisini çekenler onun ilgisini hiç mi çekmezdi? Tek istediği bir an önce içeri girmek ve keyifle kahve içmekti. Defne’nin bazı hallerinden hiç mi hiç haz etmiyordu. Hatta çoğunlukla sinirle ağzından çıkanlar yüzünden araları bozuluyordu. Nasıl olurdu da bu kadar farklı biri yakın arkadaşı olabilirdi?

İnsanın şifası zıddındadır. Oyun vakti yaklaşmıştı ama diğer arkadaşları henüz görünmüyordu. Kahvelerini yudumladığı sırada Öykü, oturacakları yerden sahnenin nasıl göründüğünü merak ediyordu. İçeriye girip bakmak istediğini söyledi. Bir ihtimal ön ve orta sıralarda yer olabileceğini düşündü. Defne, Öykü’nün bu isteğini anlayamıyor ve gereksiz buluyordu. Öykü bir şekilde arkadaşını ikna etti ve salona girmeye karar verdiler. Göz kamaştıran açık renklerle tasarlanan mekânın koltukları oldukça rahattı.

Vakit daraldıkça kızlar iyice meraklanmaya başlamıştı… Ta ki o anda holden arkadaşlarının sesini duyup rahatlamışlardı. Ama bir de ne görsünler… Serap boynuna doladığı kırmızı şalıyla salondan içeri girdi. Onu yalnız beklerken o yanında birileriyle sohbet ederek geliyordu. Yine birileriyle hemen samimi olmuştu. Bu davranışı Öykü’nün hiç hoşuna gitmemiş, hemen suratı düşmüştü. Onlar merakla onu beklerken o nasıl böyle rahat olabiliyordu?

Serap’ın bir suçu yoktu ki… O yeni insanlarla tanışıp sohbet etmekten inanılmaz keyif alıyordu. Onu mutlu eden şey yakın arkadaşının nasıl canını sıkabilirdi? Serap, vapurda yolculuğunu keyifli hale getirmek istemişti sadece… Sohbet sırasında oyuna gittiğinden bahsedince onların da ilgisini çekmişti. Dışarıdan bakıldığında gereksiz bir samimiyetmiş gibi görülüyordu. Fakat onun mizacı böyleydi. Öykü onun geç gelmesine çok kızmıştı. Serap tatlı dilini kullanarak arkadaşlarının gönlünü aldı. Bir yandan da hala vapurda başına gelen şeyleri anlatıyordu. Gereksiz ayrıntı vermesinden çok sıkılan Defne hemen oyunun başlaması için dua etti içinden. Bir yandan arkadaşını dinlemek için kendini zorluyordu. ‘’Bu kız niye bu kadar çok konuşuyor ki?’’ diye soran iç sesini bastırmaya çalışıyordu.

Heyecanla bekledikleri oyun nihayet başlamıştı. Öykü’nün en dikkat ettiği şey, dekor ve dekorda kullanılan her şeydi. Oyuna konsantre olabilmesi için gözünü yoran bir ışık olmamalıydı. Oyuncunun saçını tutuş şekli bile onda farklı çağrışımlar yapabiliyordu. Bu yüzden algısı, oyuncunun söylediğinden çok mimik ve davranışlarındaydı. Serap ise daha çok sesle ve tonlamalarla ilgileniyordu. Çalan bir müzik onu zihninde çok başka yerlere götürebiliyordu. Oyuncunun sesi ve tonlaması onu epey etkilemiş ve güldürmüştü. Kendince öyle eğleniyordu ki kahkahaları havada uçuşuyordu. Arkadaşları da ona eşlik etseydi keşke…

&

Huy, karakter, kişiliklerimiz aslında hayatın farklı renkleri..

Peki o renkleri nasıl tanır, nasıl anlarız?

&


Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Hayatın Farklı Renkleri Hayatın Farklı Renkleri Reviewed by Deneyimsel Tasarım Öğretisi on Mart 11, 2024 Rating: 5

13 yorum:

  1. Ne tatlı :)💚
    Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Bir o kadar gıcık oluklarımız ama bir o kadar da sevdiklerimiz... :) kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  3. Ne kadar hayatın içinden ve farklılıklarımızı akıcı biçimde anlatan bir yazı. Kaleminize kuvvet :)

    YanıtlaSil
  4. Bunları bilmek büyük bir konfor...
    Öğrenmemde emeği geçen herkese teşekkürler 🌸

    YanıtlaSil
  5. Farklılıkları eğer anlarsak zenginlik oluyor. Zenginliğe dönüştürebilme dileğiyle teşekkürler ..

    YanıtlaSil
  6. Fark et, kabul et, rahat et,

    YanıtlaSil
  7. Farklı arkadaşlar farklı öyküler anlamadığımızda içimizdeki kızgınlıklar :) İnsanları tanımak anlamak ne kadar güzel ve faydalı bir şey.

    YanıtlaSil
  8. Farklılıkların sebebini bilmeyince, işler bambaşka yere gidiyor.. kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  9. Hayatı tüm renkleriyle algılayabilmek ümidiyle…

    YanıtlaSil
  10. Ne kadar dikkat etmediğimiz ama hayat konforumuzu ne kadar çok etkileyen bir şey insanları anlamak. Kendimizi anlamak. Öğrenebilmek ve dünümüzden daha iyi olabilmek dileğiyle.

    YanıtlaSil
  11. Zeynep Dilara8 Mayıs 2024 10:11

    O zaman Kim Kimdir? :) ne güzel bir anlatım olmuş emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  12. Farklılar zenginliklerimizdir :) Emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  13. İnsanın şifası zittinda. Ne hoş bir anlatım. .. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.