recent posts

banner image

Üzülmeye Hakkımız Yok mu ?


Öyle bir zamandayız ki; insanlar üzüntüden, üzülmekten, her türlü olumsuz histen, akrepten kaçar gibi kaçıyorlar. Her olumsuzluk üzerimize yapışacak ve bizi ömrümüz boyunca aşağı çekecek zannediyoruz.

Hayatlarımızı lunaparka çevirmeye çalışmakla geçiyor günlerimiz…

Çocuklarımızı da aynı hayata dâhil ettik… Hiçbir olumsuzlukla karşılaşmalarına izin vermeden, tüm üzüntülerini yok ederek, sorumluluklarını biz üstlenerek, problemlerini biz çözerek, zannediyoruz ki sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştireceğiz.
Hâlbuki üzüntü sağlıklı bir histir. İnsanların belli durumlarda üzülmeleri gerekir. Yakını vefat eden birinin sakinleştiriciye değil, üzüntüsünü yaşamaya ihtiyacı vardır. Çünkü araştırmalar gösteriyor ki; anlık olarak yaşadığımız üzüntü, dopamini yani ödül hissi ve mutluluk hissi veren hormonumuzu aşağı çekse de üzüntü bittiğinde, başlangıç noktasından daha yüksek derecede salgılanıyor.
Yani insanın genel olarak mutlu ve keyifli bir hayatının olmasının sırrı anlık üzüntülerde… Üzüleceği her yerden yüz çevirmekte değil… Hayatımız her an ödüllerle dolu olursa, sürekli hazlarla, olumlu hislerle dolu olursa, sürekli salgılanan dopamine karşı vücut duyarsızlaşır ve beyin bir türlü mutlu hissedemez.

Çoğumuz çocuklarımıza depremi anlatmamayı seçtik. “aman canım okulda öğretmeni anlatsın” dedik.
Deprem ile ilgili bir bilgi geldiğinde kanalı değiştirdik, soru sorduklarında geçiştirdik. Onları kafalarındaki soru işaretleri ve korkularıyla baş başa bıraktık…
Hâlbuki çocuklarımızın depremi bilmeye ihtiyacı var.
Çocuklarımızın yaşı oranında depremi yaşayan çocuklar için, insanlar için üzülmeye ve sonrasında “onlar için ne yapabilirim” diye düşünmeye ihtiyacı var.


İnsan olabilmek için başkasının üzüntüsüne üzülebilmeyi bilmesi gerekir bir çocuğun aslında…
Çünkü başkalarının acısına duyarsız bireyler, topluluk duygusu oluşmamış toplumlar meydana getirir.
Herkesin kendi için uğraştığı bencil yaşam tarzları olan toplumlarda, maddi olarak iyileşmeler var gibi gözükse de ruhsal olarak çok büyük sorunlar yaşanır.
Bu tarz toplumlardaki halkın çoğunun intihara meyli olduğunu görürüz… Sapkınlıkların arttığını görürüz.
Çünkü “Dur! Napıyorsun sen?” diyecek, onu bozulurken tutacak, duyarsızlığın belirtilerini gösterdiğinde ona doğru yolu gösterecek kimsesi yoktur etrafında…

Demek ki; mesele üzülmemek veya üzüntüyü engellemeye çalışmak değil, doğru şeylere üzülmek…

Üzüldüğü şeylerin de gerçek olması asıl mesele..
 

Üzülmeye Hakkımız Yok mu ? Üzülmeye Hakkımız Yok mu ? Reviewed by Deneyimsel Tasarım Öğretisi on Ağustos 02, 2023 Rating: 5

46 yorum:

  1. Üzülmek gerektiğini hiç düşünmedim, hep mutlu olmak zorunda hissediyordum, çok güzel bir bakış acısı olmuş

    YanıtlaSil
  2. Üzülmemiz bile gerçek değil:(

    YanıtlaSil
  3. İnsan seçebilen bir canlı.
    Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Gerçekten deprem zamanı annelerden en çok duyduğum şey buydu, psikolojileri bozulacak diye sorularına cevap bile vermediler, zihinlerde daha da büyüyor bu sefer… açıklayabilmemiz gerekiyor çocuklara

    YanıtlaSil
  5. Emeğinize sağlık Hocam, ne güzel ifade etmişsiniz🌺

    YanıtlaSil
  6. Emeğinize sağlık 🍀

    YanıtlaSil
  7. Gercek ile sahteyi ayriştırabiliriz inşaAllah

    YanıtlaSil
  8. Anlık kazançlar, toplamda zararları ile karşımıza çıkıyor. Emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  9. İnsan olmak üzülebilir olmayı gerektirir. Sevinmek ne kadar doğal bir duygu ise, üzülmekte o kadar doğal ve sağlıklıdır. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Üzülmeye kimsenin tahammülü yok üzülmemek için insan yemediği halt ta yok
    Hazza cazza koşarak anlık mutlu olduklarını zannediyorlar

    YanıtlaSil
  11. doğru şeylere gercekler üzülmek İnşALLLAH

    YanıtlaSil
  12. doğru şeylere gercekler üzülmek İnşALLLAH

    YanıtlaSil
  13. Emeğinize sağlık...çok güzel yazı...

    YanıtlaSil
  14. Hayat inişler ve çıkışlarla da olsa yaşamaya değer. İnsan olmak, başkalarının derdiyle dertlenmek ve ihtiyaç gören olabilmektir.

    YanıtlaSil
  15. Üzüntümüzü bastırmaya çalıştığımız, toz pembe hayatları yaşadığımızı göstermek için çabaladığımız şu dönemde aslında üzülmenin ne kadar doğru olduğu ne güzel anlatılmış.
    "Demek ki; mesele üzülmemek veya üzüntüyü engellemeye çalışmak değil, doğru şeylere üzülmek…
    Üzüldüğü şeylerin de gerçek olması asıl mesele.."
    Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  16. Her günümüzü lunaparkta geçirmeye çalıştığımız okadar güzel betimleme ki bir süre sonra o lunaparktaki sahte,geçiçi mutlulukların kölesi oluyoruz.Lunaparkın dışındaki hayatın bize kattığı değerlerin farkına varmak dileği ile...Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  17. Kactigimizi,kapattigimizi sandik....

    YanıtlaSil
  18. Maalesef çocuklarımızı gerçek hayatın çok dışında zorluk yaşamasına müsade etmeden büyütüyoruz, hayatı toz pembe sanıyorlar... Bu sefer büyüyüp hayata atılınca asıl travma orada başlıyor ... Zorluk çekmesin, üzülmesin diyerek yetiştirdiğimiz çocuk daha üzülecek durumlarla karşılaşıyor....

    YanıtlaSil
  19. Son zamanlarda karşılaştığım en doğru tespit ve gerçekçi yaklaşım bu olmalı.

    Hayali hedefleri oldurtmaya çalışmak çok yorucu.
    Okumak bile stresimi azalttı.
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  20. Mesele doğru şeylere sevinebilmek...
    Doğru şeylere üzülebilirmek...
    Doğru yepki

    YanıtlaSil
  21. Emeginize saglik. Çok dogru insan üzüntüsünü yaşamali ki sonrasinda hayatini dogru şekilde devam edebilmesi için.

    YanıtlaSil
  22. Hayatımızı cennete çevirmeye çalışmak 🙄!!!
    Ne kadar da beyhude bir çabaa 🤐

    YanıtlaSil
  23. Çok güzel ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  24. Mesele üzülmemek veya üzüntüyü engellemeye çalışmak değil, doğru şeylere üzülmek...

    YanıtlaSil
  25. İnsanın derinliği üzüldüğü ve sevindiği, dert edindiği şeylerin derinliğiyle orantılı. Başkaları için üzülebildiğimiz, onlar için şifa aradığımız kadar insanız aslında. İnsan bir başkasına şifa olmaya çalışırken kendi ruhunu da sağaltır.

    YanıtlaSil
  26. O kadar ihtiyacımiz olan bi yazı ki,bi nesil aşırı korumacı büyütüldü ve sonuçtan hic kimse memnun degil.bu yazi herkese ilaç olacak kiymette çok teşekkür ederiz

    YanıtlaSil
  27. Problem çözmenin yük algısı oluşturulduğu bir surecteyiz

    YanıtlaSil
  28. Çok güzel anlatmış üzülmeyi🌷

    YanıtlaSil
  29. Bizi daha sağlıklı hale getiren, sağlıklı mutluluğu olan, toplum bilinci olan bir birey haline getiren gerçek üzüntüler olduğu tam bir ters köşe… Çok teşekkürler yanlışı düzeltmek için geç değil. 🙏🏻

    YanıtlaSil
  30. Öyle ihtiyacım olan bir zamanda okudum ki🤲❤️

    YanıtlaSil
  31. Gerçekten nekadarda uzağız biz çocuklarımızı üzülmesinler diye bozduk bu hale getirdik

    YanıtlaSil
  32. Üzülebilmeyi bile unuttu insanoğlu ...

    YanıtlaSil
  33. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  34. Kaleminize sağlık👏👏👏

    YanıtlaSil
  35. Demek ki; mesele üzülmemek veya üzüntüyü engellemeye çalışmak değil, doğru şeylere üzülmek…

    YanıtlaSil
  36. Üzülmek, ağlamak, ölüm, hastalık, gibi şeyler insanlar olduğu sürece hep var olacaktır. Bizler çocuklarımıza iyilik yaptığımızı zannederek, bunlarla mücadele edip baş etmelerini öğretmek yerine sorunlardan kaçmayı öğrettik çocuklarımıza, çok yazık ettik.

    YanıtlaSil
  37. Ben de hep öyle yaparım,şimdi üzülmen çok doğal derim hep çocuklarıma çevremin aksine gerçeklik algısıyla büyümek ve büyütmek gerek.

    YanıtlaSil
  38. insanın genel olarak mutlu ve keyifli bir hayatının olmasının sırrı anlık üzüntülerde… Üzüleceği her yerden yüz çevirmekte değil… Hayatımız her an ödüllerle dolu olursa, sürekli hazlarla, olumlu hislerle dolu olursa, sürekli salgılanan dopamine karşı vücut duyarsızlaşır ve beyin bir türlü mutlu hissedemez.
    O kadar önemli bilgiler öğrendim ki sizlerden çokkkk teşekkür ediyorum. ALLAH yolunuzu açık etsin sizlerden razı olsun.

    YanıtlaSil
  39. Gerçek üzüntünün ihtiyaç olması ve öğreticiliği …

    YanıtlaSil
  40. Harika bir tespit yapmışsınız. İnsan farkediyor elindekinin kıymetini ama ne zaman, kaybedince. Acıyı yaşayınca mutluluğun kıymetini... Aslında iyilik değil saklamak.
    Teşekkür ederim 🌹

    YanıtlaSil
  41. Her detay ayrı vurucu olmuş ama son kısım, insanların hataya giderken tutup çekememe sebebimiz ayrı bir sekme açtı zihnimde. ellerinize sağlık...

    YanıtlaSil
  42. Ah insan… öğüt verirken çok doğru da iş kendine gelince doğruyu yapmaktan uzak… güzel, bilinç açan bir yazı olmuş kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  43. Hayatımız her an ödüllerle dolu olursa, sürekli hazlarla, olumlu hislerle dolu olursa, sürekli salgılanan dopamine karşı vücut duyarsızlaşır ve beyin bir türlü mutlu hissedemez.

    YanıtlaSil
  44. Nasıl da yanılmışız, nasıl da mutlu olmaya çalışırken aslında mutsuzluk için çabalamışız…

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.