recent posts

banner image

Sahi Gerçek Mutluluk Neydi

Eda oflayarak girmişti odasına. Son zamanlarda sık sık duyulmaya başlanmıştı bu offf sesleri ondan. Aslında dışardan bakıldığında bakımlı, mutlu da görünüyordu oysa.

Birim müdürü Cemil Bey 2 hafta önce bir yazı paylaşmasını istemişti ondan. Ne var ki Eda’nın elinden bir türlü çıkmıyordu bu yazı. Aslında konusu, içeriği de ona bırakılmıştı. Sadece şirketin sitesinde paylaşmak için şirketin çalışmalarıyla ilgili bilgiler içerecekti. Yeni bir araştırma yapmasına da gerek yoktu. O da biliyordu bunları ama çıkıvermiyordu işte elinden bir türlü. Onu sıkan şey de artık diyecek bir cümlesinin olmayışıydı belki.

Eda bu sıkıntısını bastırmak için 2 haftadır alışveriş için bahaneler üretiyor, çağırıldığı bütün gezilere iştirak ediyor, geceleri izlemediği dizi bırakmıyor ama bir türlü mutlu olamıyordu. Birilerinin gelip modunu yükseltmesini bekliyordu sanki. O akşam erkenden uyudu stresinden.

Cemil Bey’i görmeye yüzünün olmadığı o gece, bir cuma günü tüm uykusunu almış sabahın beşinde yatağından çıktı. Yatağını toparladı, odasını havalandırdı. Elini yüzünü yıkar yıkamaz masasına oturdu. Bu sıkıntıya dayanacak gücü kalmamıştı artık. Açtığı sayfada ne yazsam derken bir anda kelimeler dökülmeye başladı. O sırada saat yedi olmuştu, ama kendini çok enerjik ve motive hissediyordu. ‘Sabahları çalışmak ne kadar da keyifliymiş, insan kısa zamanda güzel işler çıkarabiliyormuş bu saatlerde ’’dedi kendi kendine. Anneannesi geldi aklına. Yaz tatillerinde anneannesinin yanına giderdi Eda.  Anneanne sabahları onu kaldırırken şöyle derdi : ‘Erken kalkan yol alır kızım, öyle tatil deyip öğleye kadar yatarsan günün bereketi kalmaz, hadi kalk.’’ Aslında haklıydı ne zaman erken kalksa işlerin hızlıca hallolduğunu fark ediyordu pek çok kez.  İşyerinde günün yetmemesinin nedeni de ondandı demek ki.  Her sabah çalışmaya birileriyle sohbet edip, kahve içmesiyle ancak 9.30 da başlayabiliyor, öğlenin de nasıl geldiğini anlayamıyordu. 

Yazıyı bitirmişti mesai saati gelmeden. Bir de edit için Pınar’a göndereyim bugün bu iş bitsin artık diye geçirdi içinden. Ama içinde tarif edemediği bir huzur, içi içine sığmayan bir mutluluk vardı. Bugün yürüyerek gideyim ofise, hem bahar da gelmiş diye geçirdi içinden. 

Kendi kendine gülümsedi: Neydi kaç haftadır sıkıntısını dindirmek için yaptıkları, aslında rutinde de yapmadıkları. Belli ki insan mutlu olmayı tüketmekle ilişkilendirmişti.  Peki gerçek mutluluk neydi? Sanılanın aksine, tam da zıttındaydı belli ki…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Sahi Gerçek Mutluluk Neydi Sahi Gerçek Mutluluk Neydi Reviewed by Deneyimsel Tasarım Öğretisi on Temmuz 14, 2025 Rating: 5

8 yorum:

  1. Basit bir yürüyüş rutini oturtmak bile insanı daha iyi hissettiriyor, sürekli bir mutluluk depolamayı sağlıyor 😇

    YanıtlaSil
  2. Belli ki insan mutlu olmayı tüketmekle ilişkilendirmişti. Peki gerçek mutluluk neydi? Sanılanın aksine, tam da zıttındaydı belli ki…

    Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  3. İnsanın şifası…😉🌸

    YanıtlaSil
  4. Erken kalkan yol alır, öyle doğru ki. Ellerinize sağlık. Sıkça hatırlamak lazım

    YanıtlaSil
  5. Çok haklısınız.
    Tüket mutlu ol dediler biz de yuttuk, üretince tüketmek gerektiğini unuttuk.
    Mutsuz tüketiciler olduk (:

    YanıtlaSil
  6. Oyalanmanın huzursuzluğu, elinden geleni yapmanın huzuru...Ne tatlı anlatmışsınız, teşekkürler

    YanıtlaSil
  7. "Of deme, oh de" derler, büyükler 😉

    YanıtlaSil
  8. Bir demet çiçek bırakıyorum buraya, Eda için 😀

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.